Can Ataklı Sözcü Gazetesi

Bu maddeye kim giriyor?

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER İktidar partisindeki belediye başkanlarını azletme (istifa ettirme) operasyonlarının birinci ayağı bitti. Şimdi gelen haberlere göre bazı il merkezi belediye başkanları ile...

02 Kasım 2017 | 4.360 okunma

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

İktidar partisindeki belediye başkanlarını azletme (istifa ettirme) operasyonlarının birinci ayağı bitti. Şimdi gelen haberlere göre bazı il merkezi belediye başkanları ile çoğu büyükşehirlerdeki ilçe belediye başkanlarında.
Sistem “emir demiri keser” mantığı ile yürüyor. Partinin genel başkanı “istifa edin” talimatı veriyor. Başkanlar biraz ayak direseler bile sonunda istifa ediyorlar. Çünkü istifa etmemeleri halinde “sonucun çok kötü olacağı” bildiriliyor kendilerine. Üstelik bu gizli saklı da yapılmıyor. Gazete manşetlerini süslüyor “Siz bilirsiniz haaa” uyarıları.
Durum böyle olunca hiçbir belediye başkanı buna direnemedi. Anlı şanlı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı bile iki kere saraya çıkıp bir kere havaalanında el pençe divan durmasına rağmen sonucu değiştiremedi. Bir tek Balıkesir Belediye Başkanı biraz daha dirençli çıktı. O da ağlayarak istifa etti. Diğerlerinden farkı partiden de ayrılması oldu. Bir de diğerlerinin söyleyemediğini açıkça söyledi ve “istifadan başka çarem yok, tehditler aileme kadar dayandı” dedi.
Dün de yazdığım gibi iktidar buna aldırmıyor bile. Suçlanan kişi aslında devletin en tepesi ama onların derdi değil. Yapılan resmi açıklamalar “böyle bir şey mümkün değil” şeklinde.
Tabii bu olaya iktidar partisinin kendi iç sorunu gibi bakabiliriz. Karışmamız da doğru bulunmayabilir. Ancak öyle değil işte. Konu her ne kadar AKP’nin iç sorunu gibi görünse de sonuçta hukuk ve demokrasi katlediliyor. Buna sessiz kalmak mümkün değildir.
Konuyla ilgili dün konuştuğum bir hukukçu dostum “Türk Ceza Kanunu’nun 114’üncü maddesine bir bak” dedi. Açıp baktım. O madde aynen şöyle diyor;
MADDE 114.
1- Bir kimseye karşı;
a) Bir siyasi partiye üye olmaya veya olmamaya, siyasi partinin faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, siyasi partiden veya siyasi parti yönetimindeki görevinden ayrılmaya,
b) Seçim yoluyla gelinen bir kamu görevine aday olmamaya veya seçildiği görevden ayrılmaya,
Zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2- Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir siyasi partinin faaliyetlerinin engellenmesi halinde, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Demek ki neymiş. Seçilmiş birine “istifa et” demek bunun için baskı uygulamak hapis cezasını gerektiren bir suçmuş. Oysa tehditler manşetlerde geziyor. “İstifa etmezlerse kendileri bilir” diyen bir İçişleri Bakanı’na sahibiz.
Peki, hukukun korunması, kanunların uygulanması için görevli olan savcılarımız bu 114’üncü maddeyi biliyorlar mı? Herhalde biliyorlardır. Bir şey yapabilirler mi? Bence hayır.

CANIMI SIKAN ŞEYLER

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yunan Cumhurbaşkanı’nın Eşek Adası’na gitmesi, kimi tahrik ediyor? 01 Temmuz 2020 | 3.206 Okunma Toplumsal tepki balonu patladı 30 Haziran 2020 | 3.025 Okunma Şimdi AKP de mi “terör örgütü yandaşı” oldu? 29 Haziran 2020 | 6.219 Okunma Yeni bir kumpas ifşaatı 26 Haziran 2020 | 4.163 Okunma Bu nasıl bir oyundur? 25 Haziran 2020 | 3.700 Okunma