ANALİZ
İktidar partisinin Afyon’da
yaptığı istişare toplantılarının basına kapalı
bölümlerinde yaşananlar medyada yer almaya
başladı. Erdoğan bu oturumlarda
AKP’lileri dinlemiş, talep ve
önerilerini almış.
Yandaş medyadaki kalemlerden öğrendiğimize göre AKP’lilerin önemli
bir bölümü bürokrasiden yakınmışlar.
“Telefonlarımıza bile çıkmıyorlar” demişler
örneğin. “Bürokratı arıyoruz randevu vermiyor, kapısına
gidiyoruz içeri almıyor” diye yakınanlar da olmuş.
Bunlar doğru mu? Muhtemelen doğrudur. Yoksa bu
insanlar niye genel başkanlarına bunları yakınarak
anlatsın ve yardım istesinler,
Ancak sanıyorum hiçbiri “Peki neden böyle?”
sorusunu sormuyor.
Oysa cevabı basit. Çok arzuladıkları ve gerçekleştirmek için
varlarını yoklarını ortaya koydukları “Başkanlık
sisteminin” öncü darbeleri bunlar.
AKP’liler şunu iyi bilmeli ki bunlar henüz
iyi günleri, eğer Türkiye 2019’da seçim yapar ve
bir başkan seçerse işte ondan sonra bugünleri de
arayacaklardır. Çünkü getirilen sistemle başta
milletvekilleri olmak üzere parti yöneticileri
tamamen etkisiz hale getiriliyor. Milletvekilleri ne kanun
çıkaracaklar, ne soru soracaklar ne de hükümeti
denetleyebilecekler. Bu durumda en küçüğünden en büyüğüne devlet
memurları sadece bir kişinin ağzına bakacak. O da
seçilmiş başkan kimse o. Ancak onun gözüne
girerlerse işlerine devam edeceklerini bilecekler. Ancak
onun emirlerini yerine getirdiklerinde hoş
tutulacaklar, Milletvekiliymiş, parti yöneticisiymiş, bürokratlar
için önemsiz hale gelecek.
Önemsiz ve tehlikesiz. Bürokrat
2019’dan sonra bilecek ki
milletvekillerinin ya da parti
yöneticilerinin kendilerine bir şey yapabilmesi mümkün
değil. Onları dinlemelerinin bir faydası
olmayacak. Milletvekilleri ve partililerin başkana bırakın bir
konuda şikâyetçi olmaları
ulaşmaları bile mümkün olmayacak. Başkan dışarıdan
seçtiği kişilerle ülkeyi yönetirken kendine bağlı, kurşun
asker gibi davranan bürokratları da her
türlü tehdit ve tehlikeye karşı
koruyacaktır. Bürokratlar milletvekilleri ve partililerle ilişkinin
kaybedilmiş zaman olduğunu düşünecektir.
Şu anda partililer iyi kötü istişare adı altındaki
toplantılarda genel başkanlarının “Bizim telefonlarımıza
çıkmıyorlar” diye ağlaşabiliyor. Oysa
2019’dan sonra ne milletvekilleri ne de partililer
böyle bir fırsat da bulamayacaklardır.
Belki AKP’liler o zaman ülkenin başına açtıkları
derdin ne kadar büyük olduğunu fark edecekler ama
iş işten geçmiş olacak. Türkiye bu tür başkanlık
rejimiyle kendini tam bir kaosun içinde bulacak ve ne yazık ki
yapılacak hiçbir şey olmayacak. Keşke AKP’liler bu
şikayetlerini genel başkana aktardıkları gibi “Biz ne
yaptık” diye düşünseler de 2019 gelmeden
önce bu ucube rejimin durdurulmasına katkıda
bulunsalar.
KAFAMI BOZAN ŞEYLER