BAŞIMDAN GEÇENLER
Perşembe günü kardeşim Cem’le birlikte sevgili
annemizin vefatından önce arzuladığı bazı işleri
yapmak için buluştuk.
Kendi parası çapında istediği hayır işlerini
tamamladık.
Oturduğu evin elektrik, su, doğalgaz faturalarını
kapattık.
Bankadaki emeklilik hesabını, kendi tasarruf hesabını ve
kredi kartını iptal ettik.
Sonra mezarını ziyaret edip,
duyduğunu umut ederek istediklerini harfiyen
yerine getirdiğimizi anlatıp duamızı ettik.
Dönüşte kardeşime “Büyük Çamlıca Camii yolumuzun üzerinde,
Şile yolundan tünelle ulaşmak çok kolay, istersen gidip bir
görelim” dedim.
Gittik.
Gerçekten muhteşem olmuş.
Böyle bir lüks, böyle bir ihtişam gerçekten zor
bulunur.
Bu camii Türkiye’nin en büyük camisi.
Daha önce 1575 yılında açılan Edirne Selimiye
Camii en büyük camimizdi.
Erdoğan herhalde “En büyük camiyi yapmak bana
yakışır” diyerek burayı inşa ettirdi.
Kapalı alanı 10 bin metrekare.
5 bin metrekarelik de avlusu var.
Aynı anda 37 bin 500 kişi rahatlıkla namaz
kılabilecek.
Caminin önünde durduğunuzda devasa yapısıyla üzerinize
çökecek gibi görünüyor, bir anlamda altında
eziliyor gibi hissediyorsunuz, ki zaten bu tür
binaların yapılmasının amacı da o.
Caminin etrafı tünellerle dolu.
Çamlıca Tepesi’nden Şile yoluna bir tünelle
iniliyor hemen.
Ayrıca bir tünel de camiyi yer altından adeta tavaf
ederek dönüp gidiyor.
Caminin dev bir otoparkı var. Her tarafta
“ücretsiz” olduğu yazıyor.
Otoparktan camiye girdiğinizde sanki çok lüks bir otelin
lobisine girmiş gibi oluyorsunuz.
Tavan kendinizi görebileceğiniz parlaklıkta ayna misali
metalden yapılmış.
Lüks deri koltuklar, devasa bir abdest alma mekanı ile hiç
psivarı olmayan yarısı alaturka yarısı alafranga çok sayıda
tuvalet bu katlarda.
Otoparktan camiye asansörlerle çıkılıyor.
Dışarıdan geliyorsanız da yürüyen merdivenler
hizmetinizde.
Cami girişinde ayakkabıları koymak için naylon
poşetler konmuş, bunlar da marketlerin aksine bedava.
Caminin halısı sanki tek parça gibi görünüyor.
Büyük kubbenin altında dev bir avize neredeyse
bütün camiyi aydınlatacak kadar güçlü. Ancak 4 ayrı yerde
daha büyük avizeler asılı.
Vaaz kürsüsündeki ses sistemi büyük
diskoteklerdeki gibi görünüyor.
Camiyi gezmemiz bir saati aştı.
Hiçbir yerde cami ile ilgili bilgiye
rastlamadık.
Türkiye’nin en büyük camisinin hangi mantıkla yapıldığını,
seçilen sembollerin, duvarlardaki ayetlerin ne olduğu, neden bu
şekilde inşa edildiğini anlatan hiçbir bilgi yok ya da biz
göremedik.
Sonuç olarak, gerçekten çok büyük ve muhteşem bir
cami olmuş.
Ama sorum şu: Neden?
Aslına bakarsanız çok görkemli dini yapılar
artık tarihte kaldı.
Günümüzde hiçbir ülke dini mabetlerini çok büyük
yapmıyor.
Çünkü bu anlayış insanlık tarihinin ilk
dönemlerinden kalma bir alışkanlık.
1500’lü yılların sonunda da zaten vazgeçilmiş.
Sanayi devrimi, kentleşmenin yoğunlaşması, burjuvazinin
ortaya çıkması, ardından yaşanan büyük savaşlar ve toplumsal
olaylardan sonra görkemli yapılar dini değil
sanatsal, teknolojik veya spor özellikli olmaya
başladı.
Mabetlerin çağlar boyunca çok muhteşem olmalarının
tek nedeni vardır.
İnsanlarda büyük güç karşısında ezilme hissi
yaratmak.
Bu nedenle Zigurat’tan, Piramitlere,
Maya tapınaklarından hıristiyan ülkelerdeki katedrallere ve İslam
ülkelerindeki camilere bu böyledir.
Ama artık günü geçti.
Son dev dini mabedimiz 1575 yılında Mimar Sinan
tarafından inşa edilmişti. Aynı büyüklükte olmasa da bundan
40 yıl sonra yapılan Sultanahmet Camii’ni de
söyleyelim.
Peki Erdoğan böyle bir dev camiye neden gerek
duydu?
Bana göre içinde bulunduğu kibir bunu
gerektiriyor.
Cumhuriyet ve devrimlerinden hiç haz etmediğini
her fırsatta ortaya koymaktan çekinmeyen Erdoğan yıllarca
ezildikleri duygusunu “Ben de böyle bir şey
yaparım” diyerek dışa vuruyor sanki.
Ama yanlış.
Bunca büyük bir yatırım, harcanan ve harcanacak olan paralar çok
daha anlamlı hizmetlere aktarılabilirdi.
Bu caminin ve aslında pek çoğunun aslında ihtiyaçtan
kaynaklanmadığının bana göre en bariz örneklerinden biri
ne biliyor musunuz?
O dev Çamlıca Camii’nin sadece 200 metre uzağında
mahalle içinde ama o mahallenin bina yapısına çok aykırı
dev bir cami inşaatı daha sürüyor.
37 bin 500 kişilik caminin hemen yanında bir başka
cami daha inşa etmek akla ve mantığa uygun olabilir mi?
Bu köşede dün yayımladığım bir yazımda CHP’lileri arayıp
“İmamoğlu’na mazbatası verilmezse sokağa çıkar
mısınız?” diye sorulduğunu, bunun tahrik
amaçlı olduğunu belirtmiştim.
Okurlardan gelen şikâyet üzerine anket şirketi adına aranan
telefon numarasını da vermiştim. Bu numarayı aradığınızda
banttan “İpsos araştırma şirketi. Anket için sizi
aramıştık, geri dönüşünüz için teşekkür ederiz”
cümlesini duyduğunuzu belirtmiştim.