ANALİZ
Önce Haluk Pekşen’le konuştum.
Seçim gecesi için ilginç bir mesaj göndermişti.
Özel mesaj olduğu için içeriğini şu anda paylaşmak istemiyorum.
Ancak artık herkes biliyor ki “o gece” bir şeyler döndü.
Ne olduğu konusunda aşağı yukarı görüşler ve bilgiler var elimizde.
Ama belli ki bütün bunların net içimde açığa çıkması için biraz daha zaman gerekecek.
CHP yönetimi ve adayı “o gece” çok çekingen davranınca aslında tren kaçtı.
Erdoğan bugün “tek adamlığını” dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen devlet bakanı, cumhurbaşkanı ve diğer önemli devlet adamlarının katılımıyla ve görkemli bir törenle başlatıyor.
Böyle bir ortamda zaten kimsenin bazı gerçekleri öğrenmeyi bırakın dinlemeyi bile istemeyeceği kesin.
Ama ne olursa gerçekler günün birinde mutlaka açıklığa çıkacak. İşte o zaman kopacak asıl fırtına.
Muharrem İnce “o gece” çekip gittiğini unutarak hâlâ arkasında çok büyük bir toplumsal destek olduğunu düşünerek “kurultayın toplanmasını” istiyor.
İstediği bir hesaplaşma yapmak değil.
“Ben” diyor “hepinizin üzerine çıktım, tek başıma 15 milyon oy aldım, halk beni istiyor” diye devam ediyor ve sonunda da şunu söylüyor; “Çekilin kenara, ben başkan olacağım, o kadar.”
Elbette CHP’de bir hesaplaşma gerekiyor, bu yönetimin de çok yıprandığı, beceriksiz ve yetersiz olduğu da görülüyor, ama bir genel başkan değişimi de bu kadar kaba biçimde olmaz.
Nitekim bu nedenle CHP’nin aklı başında bütün üyeleri “Durun bakalım” dediler.
Muhtemelen İnce’nin beklediği kurultay toplanmayacak ve genel başkan olamayacak ama CHP’de çok uzun olmayan bir süre sonunda mutlaka büyük bir değişim yaşanacak.
Geleyim Haluk Pekşen’le konuşmamıza. İnce ortalığı “başkan olacağım” diye karıştırınca CHP içinde “başka alternatiflerin de olduğu” ortaya çıkmaya başladı.
Örneğin Haluk Pekşen’in de aday olacağı söylendi.
Konuşmamız bunun üzere oldu. Sordum “Doğru mu?” diye.
Haluk Pekşen “Ben her şeyden anlayan, her şeyi bilen, partiyi tek başına kurtaracağını söyleyen, bir tür HeMan değilim, olmam da” dedikten sonra şunu söyledi;
“CHP’de bir kurultay toplanmalı. Ama bu sırf genel başkan seçimi için olmaz. 10 günlük bir Kurultay toplanmalı. Partinin geleceği, vizyonu, iktidara gelmesi halinde neler yapacağı ortaya konmalı, bunun için ekipler oluşturulmalı ondan sonra bu ekipler seçime girmeli, sonra da genel başkan seçilmeli.”
Bana göre doğru bir yaklaşım.
Bugün için Pekşen’le konuşmamızı yazmaya karar vermişken cumartesi günü Umut Oran’dan bir mesaj aldım.
Kamuoyuna açıklama yapan Oran da “aklın yolu bir” prensibine uygun olarak “10 günlük kurultay” önerisi getiriyor.
Umut Oran’ın açıklamasındaki önemli başlıklar şunlar;
– Genel başkan arayışından önce ortak aklı bulalım
– Acilen kurultay kararı alalım ama genel başkan seçiminden önce CHP’yi baştan aşağıya çağa uygun hale getirelim!
– En az 10 gün sürecek kurultayda CHP’yi 21. yüzyıla uyumlu kılacak reformları yapalım.
– Siyaset sistemi baştan aşağıya değiştirildikten, parti içi demokrasi egemen kılındıktan ve ortak akıl kullanılmaya başlandıktan sonra partimize değer katacak pek çok yeni yüz siyaset saflarına katılacaktır.
– Elbette zamanın gerçeklerine uygun olarak kurumsal anlamda yenilenen CHP’ye genel başkan olarak hizmet etmek isteyen adaylar da olacaktır. Bu ihtiyaç ortaya çıktığında ben de üzerime düşen ve partililerimin uygun gördüğü hiçbir görevden kaçmayacağım ve gereğini büyük bir kararlılıkla yapacağım!
CHP’de aklı selimin öne çıkacağı kesindir. Bu nedenle kimse telaşlı davranmazsa sonuca daha hızlı ve güçlü biçimde gidilir.
Bİ SORALIM BAKALIM