MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Yazıya klasik bir deyimle başlayayım.
“Herkes nefesini tuttu, bugünkü açıklamaları
bekliyor.”
Niye?
Çünkü bakan olduğundan bu yana kendini “tanrı
gibi” gören Süleyman Soylu bugün İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı hakkında konuşacak.
Gazeteciler sordular haftanın son günü sarayın İçişleri’nin başına
oturttuğu kişiye; “Ekrem İmamoğlu’nu görevden alıp yerine
kayyum atayacağınız söyleniyor.”
O da cevap verdi;
“Pazar sabahı açıklayacağım.
Pazar sabahı yani
bugün ne varmış.
Sarayın bakanı Soylu, Demirörenler’in CNN’sine
çıkacakmış.
Orada Hakan Çelik isimli bir saray
sunucusu var, onun programında anlatacakmış.
Açık söyleyeyim, bir patronun televizyonu için yapılan bu
reklama inat programı anında izlemeyeceğim.
Nasıl olsa zaten sosyal medya anında neler konuşulduğunu yazacak,
orada izlerim.
“Nefesinizi o kadar da tutmayın” çünkü dün de
yazdığım gibi Soylu her zamanki gibi yine efelenip
sonradan sönecektir.
Eğer saray “ne pahasına olursa olsun bu adamı görevden
alacaksın” talimatı vermediyse Soylu da bugün kayyum
konusuna “Gerektiğinde ne yapacağımızı herkes
görecek” türü tehditvari bir şey söyleyecektir.
Daha çok “pejmürde” konusu üzerinde durup
CHP’ye, muhalefete oy veren herkese ağzına geleni
söyleyecek tehdit ve şantajlarını sürdürecektir.
Ben İmamoğlu’nun bugün ne yapacağını daha merak
ediyorum.
Çünkü dün bir orman hazırlığından söz etti, bugün
onu açıklayacak.
Ayrıca Yenikapı meydanında toplanan araçlarla ilgili de açıklamalar
yapacak.
Gerçi dün birazını söyledi ama ne yalan söyleyeyim
biraz canım sıkıldı.
Çünkü başkan aynen şöyle konuştu dün; “Biz, israfı
engelleme konusunda kararlıyız. Tasarruf bizim ekonomi
yönetimimizde karakterimiz olacak. Oradaki görüntü hepimizin canını
sıkıyor. Uzaktan tespitlerimiz vardı. Bin 300’e yakın aracın bu
kurumda fazladan araç olduğunu, farklı yerlerde farklı noktalarda,
kişilere ve kurumlara tahsis edildiğini biz bu detaya şimdilik
girmeyeceğiz. Bu araçların yaklaşık olarak 700’den fazlası
sergilenecek. Bin 300 araç iade edilecek.”
İyi de
sayın başkan, o “detay” dediğiniz şey bu konunun
en can alıcı noktası değil mi?
Çünkü anlıyoruz ki İstanbul’da 25 yıldır iktidarı elinde tutanlar
sanki ülkenin sahibi gibi davranmışlar.
Bu araçlar ilgili ilgisiz herkese tahsis edilmiş, bizim sırtımızdan
AKP’liler lüks ve ihtişam içinde yaşamışlar.
Şimdi bu araçları kullananların kim olduğunu
“detay” olarak nitelemek olmaz.
Asıl onu anlatın bize.
Yoksa yüzlerce aracın sergilenmesinin fazla anlamı
kalmayacak.
ŞAŞIRDIM
Kibir müthiş bir şey.
“Sen kimsin yaaa” anlayışı devletin neredeyse
bütün kademelerini sardı.
Söylenen bir söze, ciddi bir eleştiriye hatta ortaya konan
belgelere, kanıtlara bile tek cümle ile cevap vermemeyi
marifet sanan bir iktidarımız var.
Bu kibir “Cevap verirsek ciddiye almış oluruz, bizim
seçmenler karşısındaki itibarımız zedelenir” düşüncesi ile
cevap vermeyi bile efelenme, aşağılama yöntemi ile yapıyorlar.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu dün Aydın’da
yenilmez yutulmaz bir iddia attı ortaya.
Dedi ki “Tank fabrikasının satışında ikinci kararname var,
bunu da açıklayın.”
Kılıçdaroğlu “Kalktılar
Tank Palet fabrikasını Katar ordusuna peşkeş çektiler. Hadi
fabrikaları sattın, bir devlet kendi silah fabrikasını başka bir
orduya verir mi? Yok dediler öyle bir şey. Resmi Gazete’yi
gösterdim, bir şey diyemediler” diye konuştuktan sonra
şunu söyledi;
“Şimdi ikinci bir kararname daha var, onu gizliyorlar.
Katar ordusuna verdiler. İmzaladığın ikinci kararı da Resmi
Gazete’de yayımla.”
Normal medeni bir ülkede
iktidarlar böylesi bir suçlamaya anında cevap verir.
Ama saray yönetimi bu iddiaya da ya cevap vermeyecektir ya da cevap
yine Cumhuriyet tarihini kötüleyen, aşağılayan bir
üslupla olacaktır.
Hiç şaşmıyor çünkü bu.
KAFAMI BOZAN ŞEYLER
Avrupa Parlamentosundaki Sosyalistler ve Demokratlar Grubu
Başkan Yardımcısı Kati Piri adlı bir kadın var.
Bu kadının gizli bir “Erdoğan ajanı” olduğuna
giderek daha da inanmaya başladım.
Çünkü Erdoğan ve AKP ne zaman sıkıntıya girse bu
kadın ortaya çıkıyor. Kadın öyle şeyler söylüyor ki
sarayın “dış güçler, bizi kıskananlar” edebiyatı
hemen devreye giriyor ve işin kötüsü kadının sözlerine bakanlar
dış güç masalına inanmak durumunda kalıyor.
İşte bu kadın İmamoğlu’nun görevden alınacağı
dedikoduları üzerine yine sahne almış.
Kati Piri attığı bir tweette “Türk hükümeti yerel
seçimlerden sonra, seçilmiş belediye başkanlarını görevden almaya
başladı. Süleyman Soylu şimdi de İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu tehdit ediyor” demiş.
Bununla yetinmeyen kadın “İmamoğlu’nu görevden alırlarsa,
bunun AB-Türkiye ilişkileri açısından ciddi sonuçları olur.
Harekete geçmeden önce iki kere düşünmekte fayda var” diye
bir tweet daha atmış.
Sana ne be kızım sen otur oturduğun yerde, bırak bugün bir
geçsin, ne olacaksa önce görelim sonra varsa senin de fikrini
sorarız.