MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Şimdilerde en önemli sorunlarımızdan biri
Sırbistan’dan ithal edilecek etler. Hükümetimiz
“fakir fukara da” et yiyebilsin diye hazır
et ithaline karar verdi. İthal etler
kemiklerinden ayrılmış biçimde gelecek,
yarımşar kiloluk paketlerde kıyma
ve kuşbaşı et olarak satılacak. Bu et çok
ucuz olacak. 29 lira diyorlar.
Ancak etin geldiği yer ilginç. Sırbistan. Çok
değil 20 yıl önce bu Sırplar
Bosna’daki Müslümanları katlediyordu. Şu anda
Sırbistan’ın başında bulunan kişi “Bir
Sırp’a karşı 100 Müslüman öldürmekten” söz ediyordu. O
günleri unuttuk. AKP Genel Başkanı artık Avrupa
ülkelerinden hiçbiri kendisini davet etmediği için
Rusya’nın ricasıyla Sırbistan
tarafından davet edilince koşa koşa gitmiş ve zamanında
Müslüman Kasabı olarak bilinen Sırbistan
Başbakanı’na sarılıp “Dostum” demişti. Bu yoğun
dostluk gösterisi sonunda “5 bin tonluk et
alımı” ile taçlandırılmıştı. AKP Genel
Başkanı da iftiharla “Sırbistan’dan et alıyorum,
halkıma ucuz et yedireceğim” diye övünmüştü.
Normal zamanda aklıma bile gelmez. Ancak
biliyorsunuz AKP’liler son zamanlarda yine
“helal sertifika” peşine düştüler. Neymiş satılan
mal ve hizmetler, elbette en başta
gıda geliyor, İslami usullere
göre mi hazırlanıp satışa sunuluyor? Peki, nereden
çıktı bu? Güya dini inancı güçlü
olanlar kullandıkları gıda maddelerinin
İslamiyet’e uygun olup olmadığını bilmediklerinden
hep kuşku içinde yaşıyorlarmış. Bu hükümet
özgürlüklere çok sahip çıktığı ve
demokrasiye inandığı için bu boşluğu doldurmak
istiyormuş. Herkes elini vicdanına koysun; bugüne
kadar yediği gıdaların İslami
usullere aykırı olduğunu gören duyan olmuş mu? En çok
et ürünlerinde konuşulur bu konu. Çoğu
Müslüman İslami kesimin bile ne olduğunu bilmez,
aklına takılan tek şey etin içine domuz eti
karıştırılıp karıştırılmadığıdır. Bugüne kadar da hiçbir yerde ve
zamanda domuz etine rastlanmamıştır.
At ve eşek etini yutturmuşlardır
bu millete de kimsenin aklına domuz eti
karıştırmak gelmemiştir. Çünkü sonuçta at eşek eti
sahtekârlığını yapanlar da
Müslüman olduklarından o kadar ileri
gitmeye cesaret edememişlerdir. Şimdi helal
sertifikası için tutturmak sadece ve sadece
dinin bu kez de bu açıdan
sömürülmesidir, o kadar.
Ancak madem helal sertifika gündemde, diyorum ki
Sırbistan’dan gelecek etlerin içinde domuz
olmayacağı ne malum. Bu sonu aslında AKP Genel
Başkanı ile sohbette de gündeme gelmiş uçakta, o da demiş
ki “Bizim usullere göre kesecekler.” İyi de yeni
Tarım Bakanımız Fakıbaba her konuda konuştu da
etlerin kesimine nezaret etmesi için Sırbistan’a
İslami kesimi bilen eleman gönderilmesinden hiç
söz etmedi. Yani sonuçta “Müslüman düşmanı” olanak
bilinen Sırpların “Merak etmeyin biz İslami kesime
uyacağız” sözüne güveneceğiz. Bence ille de helal
sertifika isteyen kendine göre inançlı
olan insanlarımız bu etleri almadan önce iktidardan mutlaka
“kesin kanıt” istemelidir. Aksi takdirde
dinen sıkıntılar yaşayabilirler sonra.
Biliyorsunuz, atalarımız “ucuz etin yahnisi yavan
olur” demişler. Bu et de ucuza geleceğine
göre içinde bir bit yeniği daha doğrusu
domuz eti olup olmadığını tam olarak
öğrenmek hakkımızdır.
CANIMI SIKAN ŞEYLER