ŞAŞIRDIM
Kaşıkçı olayının patlamasından tam 20 gün sonra ortaya “dublör görüntüleri” çıktı.
Manzara şuydu; “Tıpkı Cemal Kaşıkçı’nın boy ve kilosundaki bir adam, yanında biriyle Suudi Konsolosluğu’ndan çıkıyor. Adamın üzerindeki elbise Kaşıkçı’nın konsolosluğa girerken giydiği elbiseler. Bu kişiler bir taksiye binip gidiyorlar. Daha sonraki görüntülerde ise bu kişilerin bir tuvalete girdiği ama üzerlerindeki giysilerin değişmiş olduğu görülüyor.”
Ben mi çok tuhafım, ya da benim mi zekam yetmiyor, bilemiyorum artık ama bu dublör olayı bana çok tuhaf geldi.
Gerçi onca aklı başında insanın hiç aklına gelmediğine göre bende bir tuhaflık var ya da zekam yetmiyor.
Anlayamadığım veya aklımın ermediği nokta şu;
Suudiler, Kaşıkçı’nın konsolosluğa girdiğini ve işini bitirince çıktığını söylediler önce.
Oysa güvenlik kameralarında Kaşıkçı’nın sadece girişi görünüyordu.
Suudiler buna karşılık dediler ki “Kusura bakmayın kameralarımız bozulmuş, yoksa çıktı, kameralar çalışsa onu da görecektiniz.”
20 gün sonra ise Kaşıkçı’nın konsolosluk binasından çıkışının bir dublör kullanılarak görüntülendiği açıklandı.
İyi de Suudiler bu kadar mı aptal yani?
Kaşıkçı’nın konsolosluktan çıktığını kanıtlamak için dublör bile getirtmişler ve hatta bu dublör görevini yerine de getirmiş ama nedense Suudiler bu görüntüleri vermemişler.
Niye yapılır ki bu?
Hem “kameralar bozulmuş bu nedenle elimizde çıkış görüntüsü yok” diyeceksiniz, hem de kayıtlara geçen dublör kullanacaksınız, ne mantığı var bunun?
Daha ilk gün bu görüntüleri verseler beki kimse ağzını açamayacaktı.
Bir diğer anlamadığım konu da dublörün göründüğü kamera kayıtları kime ait?
Bu görüntüleri Suudiler mi verdi?
Türkiye’nin istihbarat birimlerinin kayıtları mı?
Çevredeki binalardan birine ait güvenlik kamerası mı?
Sanki pek çok kişinin bildiği bir olay el birliği ile örtbas edilmeye çalışılırken herkesin ayağı dolanmış gibi geliyor bana.
ÇOK GÜLDÜM