ANALİZ
ERDOĞAN NATO'DAN ÇIKMA KARARI ALABİLİRCumhurbaşkanı Erdoğan çok öfkeli.
Her gün bir başka ülkeye ayar veriyor esiyor gürlüyor.
Irak Başbakanına “Sen kimsin, haddini bil, benim kıratımda mısın”
diyor.
Amerika'ya suçluları artık iade etmeyeceğini bildiriyor.
Hillary Clinton'un acemilik yaptığını söylüyor.
Batı ülkelerinin hepsini başta PKK olmak üzere terör örgütlerine
silah vermekle suçluyor.
Erdoğan'ın en çok öfkelendiği ülkeler, bizimle birlikte aynı paktın
içinde olan ülkeler. Yani NATO üyeleri.
Erdoğan bunca öfkeyi saçtıktan sonra Rusya ile görülmemiş bir
ortaklığa imza atıyor.
Suudi Arabistan'la tarihin en büyük ticari anlaşmasına karar
veriyor.
Irak ve Suriye'de kimsenin bize karışamayacağını dilediğimizi
yapacağımızı ilan ediyor.
Bütün bunlar yandaş medya tarafından “yeni bir dünyanın kurulduğu
müjdesi” olarak duyuruluyor.
Belli ki Türkiye artık bir dönüm noktasında.
Sayısal çoğunluğa güvenerek elinde tuttuğu iktidarla canının
istediğini yapabileceğini düşünen Erdoğan hiçbir demokratik, siyasi
ve diplomatik kurala uymadan dolu dizgin gidiyor.
Dünya bir gül bahçesi gibi olsa, son günlerde yaşadıklarımıza
bakarak Türkiye'nin gerçekten bir dünya devi olduğuna, şahlandığına
ve bizi çok mutlu, refah dolu günler beklediğine inanabiliriz.
Oysa dünya bir gül bahçesi değil.
Çoğu bizden ekonomik, bilimsel, teknolojik, sosyal ve askeri olarak
güçlü olan ülkelerin oyun alanındayız üstelik.
Erdoğan'ın tek başına oynadığı bu yeni oyun, hayal dünyasında
yaşayanlar için bir masal kahramanlığı gibi gelebilir ancak bu
oyunun hüsranla bitme olasılığının daha yüksek olduğu gerçeğini de
saklayamayız.
Kimse kızmasın, darılmasın; Türkiye'nin daha bağımsız, kişilikli,
omurgalı bir dış politika izlemesi, bunun için demokrasiye bağlı
hukukun üstünlüğüne inanan stratejilerin geliştirilmesi hepimizin
ortak arzusudur.
Buna karşı, adımlarınızı atarken de dikkatli olmak zorunda olmanız
gerektiğini bilmelisiniz.