ANALİZ
Yaşı tutanlar hatırlayacaktır, 12 Eylül askeri darbesinden bir
süre sonra ekibin lideri Kenan Evren yurt gezilerine
başlamıştı.
Evren'in gideceği yerlerde günler öncesinden hazırlıklar başlardı.
O gün için şehirler süslenir, her tarafa bayraklar asılır, yollar
pırıl pırıl hale getirilirdi.
Evren'in geleceği gün bütün devlet daireleri ve okullar tatil
edilir, herkes Evren'in konuşma yapacağı alana götürülürdü. Sadece
konuşmanın yapılacağı kenttekiler değil, o ilin neredeyse bütün
ilçelerinden ve hatta köylerinden bile insanlar şehre
taşınırdı.
Sonra Evren ve konsey üyeleri gelir, konuşma alanındaki kürsüye
dizilirler, konuşmayı ise sadece Evren yapardı. O sırada “Devlet
Başkanı” olarak anılan Kenan Evren halkın büyük tezahüratı altında
konuşur, coştukça coşar, onunla birlikte halk da adeta kendinden
geçerdi.
Bunu ironi olarak yazmıyorum. Evren gerçekten çok seviliyordu o
tarihlerde. Özellikle bugün AKP'ye çok yüksek oranda oy çıkan
şehirlerde halkın Evren ve Konsey üyelerine olan sevgisi görülmeye
değerdi. İnanmayan gençler o günlere tanık olan babalarına,
annelerine, amcalarına, dedelerine sorsunlar.
Bugün aynı meydanlarda Erdoğan'ı aynı coşku içinde dinliyor o
kalabalıklar. Çünkü 1980'li yıllarda Evren halkla nasıl konuşuyorsa
bugün Erdoğan aynı dili kullanarak konuşuyor.
Evren de sürekli muhalefeti suçlardı. Üstelik Evren döneminde
muhalefet de yoktu. Ama o varmış gibi anlatırdı. Daha doğrusu bir
tür “dedikodu” yapardı.
Vatandaş kim olduğunu anlamazdı ama Evren “Diyorlar ki” diye
başlayan cümlelerle o ana kadar kimsenin bilmediği, gazetelerin
yazmadığı, tek kanal siyah beyaz televizyonun da göstermediği
şeyleri anlatırdı.
Örneğin komünist yayın yaptığı ileri sürülen “Bizim Radyo'nun
haberlerini” anlatırdı Evren. Vatandaş birçok gerçek haberi
Evren'in bu güya komünistleri kötülemek için yaptığı konuşmalardan
öğrenirdi.