ANALİZ
Artık seçim takvimi resmen işliyor.
Yüksek Seçim Kurulu seçim takvimini açıklarken
seçim yasaklarını da bildirdi.
Propaganda nasıl yapılacak, nerelerde
yapılamayacak, devlet olanakları nasıl kullanılacak veya
kullanılamayacak, bunların hepsi kanunlar
çerçevesinde yürürlüğe girdi artık.
Yasakları tek tek saymak istemiyorum.
YSK’nın açıklaması bütün haber sitelerinde
var.
Seçimlerle ilgili en önemli kurallardan biri “kamu
görevinde olanların aday olmak istemeleri halinde istifa
etmeleri” gerektiğini belirten maddedir.
Bu nedenle her seçimden önce belirlenen gün ve
saate karşı kamu görevi yapan herkes
istifa etmek zorundadır.
Ancak Yüksek Seçim Kurulu sadece Erdoğan için
bu kuralı uygulamıyor.
Kendini anayasanın da üzerinde gören YSK 2014’teki
Cumhurbaşkanlığı seçiminde de Erdoğan’ın bir kamu
görevi olan başbakanlıktan istifa
etmesine gerek olmadığını açıklamıştı.
Şimdi de Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığından istifa
etmesine gerek olmadığını bildirdi YSK.
Bu demokratik bir ülkede asla olamaz.
Eğer anayasa ve yasalarınızda seçimle ilgili
yasaklar varsa bu herkes
için geçerlidir.
Erdoğan Türkiye’deki “seçilmiş de olsa” en büyük
kamu görevlisidir. Üstelik bu makamın kendisine sağladığı
sayısız avantaj vardır.
YSK seçim yasaklarını açıklarken hükümet üyelerinin
propaganda dönemi boyunca kamu
araçlarından ve olanaklarından asla
yararlanamayacağını belirtiyor.
Cumhurbaşkanını kapsam dışında
bırakarak aslında konulan bu yasakların tümümün
hükümet tarafından çiğnenmesine olarak
sağlanıyor.
Çünkü Cumhurbaşkanı için hiçbir yasak konmadığı
için Erdoğan propaganda amacıyla ve hatta AKP genel başkanı
sıfatıyla gittiği yerlerde bile “özel protokolle”
karşılanıyor. Bu durumda hükümetin üyeleri de cumhurbaşkanı
protokolüne uyacakları için hiçbir yasak
kuralını yerine getirmeyecektir.
Diğer adaylar bin bir zahmetle ülkeyi dolaşmaya
çalışırken Erdoğan Cumhurbaşkanı sıfatıyla ve
ayrıcalıklarıyla sayısız özel uçak, helikopter ve
binlerce koruma ile yurdun her noktasında gövde
gösterisi yapabilecektir.
Bunun hakkaniyetle, adil bir
seçimle uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Bu nedenle doğru olan Erdoğan’ın da tıpkı diğer
kamu görevlileri gibi istifa etmesi ve yerine
vekilini bırakması gerekirdi.
Cumhurbaşkanlığı danışmanları bile milletvekili
adayı olabilmek için istifa etmek zorunda. Ama
cumhurbaşkanı istifa etmiyor.
Daha doğrusu referandum günü kendi başına yasa çıkaran ve kimseyi
dinlemeden uygulayan YSK buna gerek olmadığını
ilan ediyor.
Hiç olmazsa propaganda süresince Cumhurbaşkanlığı
protokollerinin uygulanmaması gerekir.
KAFAMI BOZAN ŞEYLER