Can Ataklı Sözcü Gazetesi

Erdoğan’ın ekonomik kriz ile gideceğini sanmak akılsızlıktır

ANALİZ Doların hızlı artışı, ekonomik göstergelerin bozulması, piyasada şikayetlerin artık yüksek sesle dile getirilmeye başlanması iktidarı paniğe itti. Ancak “teflon tava” örneği, üzerine...

04 Aralık 2016 | 8.505 okunma

ANALİZ

Doların hızlı artışı, ekonomik göstergelerin bozulması, piyasada şikayetlerin artık yüksek sesle dile getirilmeye başlanması iktidarı paniğe itti.
Ancak “teflon tava” örneği, üzerine hiçbir şey yapışmayan iktidar ekonomik krizin sorumluluğunu da üzerine almıyor.
Onlara sorarsanız her şey çok güzel ancak dış güçler, Türkiye'yi kıskananlar, içerideki hainler, Tayyip Erdoğan'ı devirmek için el ele vermişler ekonomiyi çökertiyorlar.
Ne söylersek söyleyelim toplumun yarısına yakını buna inanıyor ya da inanmasının kendisine daha yararlı olacağını düşünüyor.
Muhalif kesimlerde ise elbette ekonominin gidişinden son derece rahatsız olan ama bunun iktidarı da zorlayacağını düşünenler var.
Bu düşünce iktidarı, kamuoyunu yanıltmak için yeni “algı operasyonlarına” itiyor.
Ne yapacağını bilemez halde “suçlu arayan” gerçek suçlular muhalefetin ekonomideki kötü gidişine işaret etmesini istismar ederek “ekonominin kötü gittiğini muhalefet söylüyor, doları yükseltmek için ellerinden geleni yapıyorlar, kriz varmış gibi göstererek iktidarı yıkacaklarını sanıyorlar” diye yaygara koparıyor.
İktidarı dinlerseniz zannedersiniz ki dolar aslında yükselmeyecek ama bu muhalefet ve dış güçler elbirliği ile doları yükseltiyor.
Bu noktada bir gerçek var tabii. Bazı muhalifler Erdoğan'ın “ekonomik krizle” geldiğini ve yine “ekonomik krizle” gideceğini düşünüyor.
Bu nedenle ekonomik kriz arzulamasa bile bir ekonomik kriz sonunda iktidarın zayıflayacağını ve çökeceğini sanıyor.
Bu normal demokratik bir ülke için belki geçerli olabilir. Ancak Türkiye gibi 14 yıldır popülist bir iktidarın her türlü istismarı yaparak yönettiği bir ülkede geçerli değildir.
Tam tersine bir ekonomik kriz iktidarı zayıflatmak yerine daha da güçlendiriyor.
Örneğin dolardaki artış, AKP'nin oy tabanını oluşturan, gelir eğitim ve kültür düzeyi açısından en düşük ancak sayıca en büyük kesimi için bir şey ifade etmiyor.
Elbette dolaylı yoldan etkilense bile bunu fark etmiyor. Özellikle yardımlarla ayakta duran kesimler için mal ve hizmetlerin aşırı zamlanmasının da etkisi yok. Akşam karnını doyuran “bin şükür” diyor.
Bunun yanı sıra iktidar koşullar ne olursa olsun üzerine hiçbir sorumluluğu almadığı ve elinde tuttuğu olağanüstü medya gücüyle suçu hep başkalarına attığı gibi toplumun önemli bir kesiminde milliyetçi duyguları da körükleyerek tabanını iyice kemikleştiriyor.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yunan Cumhurbaşkanı’nın Eşek Adası’na gitmesi, kimi tahrik ediyor? 01 Temmuz 2020 | 3.206 Okunma Toplumsal tepki balonu patladı 30 Haziran 2020 | 3.025 Okunma Şimdi AKP de mi “terör örgütü yandaşı” oldu? 29 Haziran 2020 | 6.219 Okunma Yeni bir kumpas ifşaatı 26 Haziran 2020 | 4.163 Okunma Bu nasıl bir oyundur? 25 Haziran 2020 | 3.700 Okunma