ANALİZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan sanki Barış Manço’nun
şarkısını söyler gibi Meclis’te konuşuyor; “Domates, biber,
patlıcan..Her şeyde fiyatlara gerekirse ayar çekme kararı aldık.
Adımları atacağız.”
Şu “gerekirse”
lafına çok sinir oluyorum.
Öyle lastikli bir laf ki bu.
“Gerekirse.”
Yani
gerekmeyebilir de.
Her neyse.
Fiyatlara ayar çekmek ne demek bunu
anlayan var mı?
Yandaş medya Erdoğan’ın her söylediğini manşetlere çekiyor
çekmesine de aydınlatıcı bilgi vermeyi hep ihmal
ediyor.
Bir kere fiyatlara ayar çekilmesi
ekonomik olarak mümkün mü?
Yani patlıcan fiyatını düşük tutabilir misiniz ve
bunu yaparsanız ayar çekmiş mi olursunuz?
Bir kere serbest piyasayı benimsemişseniz bu tür
müdahaleler yapmanız halinde ekonomi de anında tepe
taklak olur.
Sanıyorum Erdoğan’ın fiyatları ayarlamaktan kastı
sübvansiyon olabilir.
Bir malın maliyeti diyelim ki 5 liradır. Hükümet bunun iki
lirasını karşılayarak 3 liradan satılmasını sağlar.
Satıcı yine 5 lira alır ürünü için ama halk bir
süreliğine ucuzluk var zanneder.
Ancak anladığım kadarıyla iktidarın sübvansiyon
düşündüğü yok.
Sadece özellikle gıda maddelerindeki kısa dönem geleceği öngörerek
bundan pay çıkarmaya çalışıyor.
Hatta öyle ki bunu bizzat iktidarın körüklediğini
bile söyleyebilirim.
Yöntem çok basit.
Önce bir malın veya hizmetin ani fiyat artışına
ses çıkarmıyorsunuz.
Sonra müdahale etmiş gibi yapıyorsunuz ve ekonomik
olarak asıl değerine inmesini sağlıyorsunuz.
Sonra da halka bunu “istikrarlı ve güçlü yönetimin
zaferi” gibi sunuyorsunuz.
Böylelikle bir hafta 10 gün önce 3 liraya patlıcan alan
tüketici, fiyatın 20 liraya çıktığını gördükten sonra 10 lirada
sabitlenmesini büyük ucuzluk olarak algılıyor.
Benzeri döviz fiyatlarında da yaşanmıştı.
Döviz fiyatlarındaki artışı önce halktan gizlemeye
ve bunu dış güçlere yüklemeye çalışmışlardı.
Ancak daha sonradan bunu avantaja çevirmeyi
başardılar.
Krizden önce 3.5 liranın biraz üzerinde olan dolar hızla 5 ve 6
lirayı geçmiş bir gece 7.4’ü bile görmüştü.
Ardından dolar fiyatı 5.30 civarında oturunca da “ekonomi
yönetiminin başarılı müdahaleler
sonucu döviz fiyatlarında sert düşüş sağlandı”
propagandası yapılmıştı.
Böylelikle kamuoyunun 3.5 lira olan doların 5.5 liraya
çıkmasını sevinçle karşılaması gibi bir gariplik
“süper başarı” gibi sunulmuştu.
Şimdi aynısı gıda fiyatlarında da yaşanacak büyük
olasılıkla.
Bir hafta sonra yandaş medya market haberlerini manşetlere
taşıyarak “fiyatlarda müthiş düşüşler” başlıkları
atacaklar.
Aynı döviz olayındaki gibi vatandaşın bir bölümü 3 liralık
patlıcanın 8-10 liraya çıkmasını yarı yarına indirim gibi
algılayacak ve iktidarı alkışlayacak.
Türkiye tam bir illüzyon yaşıyor.
ŞAŞIRDIM