KAFAMI BOZAN ŞEYLER
Cumhurbaşkanı Erdoğan,
partisinin Meclis grubunda konuşuyor.
Milletvekillerinin tamamı yerlerini almış.
Üst katlardaki bölümler ziyaretçiler tarafından
tamamen doldurulmuş.
Anadolu’nun çeşitli yerlerinden otobüslerle
getirilen çoğu yoksul yurttaşımız
Erdoğan’ın konuşmasını iki üç dakikada bir kesip
alkışlıyor ve uzun süreli
sloganlar atıyor.
Erdoğan sözü EYT’ye yani
emeklilikle
yaşa
takılanlara getiriyor.
Diyor ki “20 yıl çalışıp 38 yaşında emekli olacak kişi, 40
yıl çalışmadan devletten maaş ve sağlık sigortası hizmeti alacak
demektir. Böyle şey olur mu? Bu teklifin yıllık maliyeti 750 milyar
liraya ulaşıyor. Ekonomide
kurtuluş
savaşı verdiğimiz bir dönemde böyle bir
yükü milletimizin sırtına yüklemek hakkımız var mı diye ben
milletime soruyorum.”
Salon alkıştan
yıkılıyor adeta.
Oysa Erdoğan açıkça “hak gasbını” anlatıyor
kendisini çılgınca alkışlayanlara.
Muhtemelen Türkiye’nin her yanından taşınmış o
insanların içinde emekliliği yaşa takılmış olan da
var.
“Reisim” diye bağrına bastığı Cumhurbaşkanı’nın
daha önce yasalarla kendisine verilmiş olan bir
hakkı elinden aldığının gerçekten
farkında mı bilemiyorum.
Şunu belirtmeliyim; çok erken emeklilik iyi bir şey değil.
Hem çalışan açısından hem de bu yükü üstlenen devlet
açısından.
Ancak bir olumsuzluğu düzeltirken
bunu hak gasbı yaparak gerçekleştirirseniz hukuk düzeninin
dışına çıkmış olursunuz.
Çok
erken yaşta emekliliğin önüne geçilmesi için ille de bu
hakkı kazanmış olanlar mağdur
edilmemelidir.
Ama hepsinden önemlisi kitlelerin siyasi
amaçlarla kendi çıkarlarını bile
görmezden gelecek kadar
uyuşturulmuş olmasıdır ki işte buradaki
mağduriyeti bütün millet olarak
ödemek zorunda kalacağız.
ÖNERİ