BAŞIMDAN GEÇENLER
Hemen söyleyeyim; bilmiyorum.
Hiçbir
anlam da veremedim.
Mantığını da çözemedim.
2016 yılının Aralık ayından bu yana Halk
TV ekranlarında her sabah saat 11.00’de
başlayan Yazıişleri programını yapıyordum.
Bu süreçte 220’nin üzerinde farklı
konuk programıma konuk oldu.
Geçen ay kanalın sahibi adına genel müdürlüğü yürüten Şaban
Sevinç Afrin operasyonuna daha fazla yer ayırmak
istediklerini bu nedenle iki saat olan Yazıişleri
programını bir saate indirdiklerini bildirdi.
Öneki gün de yayından çıktıktan kısa bir süre sonra İstanbul müdürü
Tuba Emlek’in telefonu ile “işime son
verildiği” tebliğ edildi.
Gerekçe olarak da “Doğan Medya Grubu’nun satılmasından
sonra ortaya çıkan yeni durum nedeniyle Halk TV’nin yeniden
yapılanacağı” gösterildi.
Tuba Emlek “Ankara’da toplantı yapılmış, yeni bir yayın
akışı düzenlenmiş, bu akışta size yer kalmamış. Bunu iletmem
istendi. Ama zaten Şaban Sevinç de arayıp söyleyecek”
dedi.
Şaban Sevinç aramadı.
İşten çıkarılmam gözlediğim kadarıyla Halk TV
izleyicileri arasında çok ciddi bir tepki
yarattı.
Herkesin ortak merakı “neden işten çıkarıldığım”
doğrultusundaydı.
Açıkçası pek yorum yapamıyorum. Çünkü ne
İstanbul’da çalışanlarla ne de Ankara’daki yönetimle herhangi bir
tartışma ve sürtüşmemiz yok.
Muhtemelen yapacakları açıklama “reytingin çok düşük
olması” yönünde olacaktır.
İzlenip izlenmediğimi gerçekten bilemiyorum. Çünkü
elimde bir veri yok. Kanal yönetiminin elinde
vardır mutlaka.
Ben sadece sokaktaki insanların
tepkisini görüyorum.
İlk kez işsiz kalmıyorum elbette. Ama hiç bu
şekilde kalmamıştım. İnsanın içini acıtan bu.
Çünkü medyanın tamamen ele geçirildiği, kimseye
nefes aldırılmadığı bir dönemde toplumun önemli
bir kesiminin duygu ve
düşüncelerini dile getirebilme olanağı bulduğum
bir kanaldı Halk TV.
Muhalif olarak kalabilen bir iki mecradan birinde
“özgür bir ses” olarak katkı sağlamaya
çalışıyordum.
İzleyici ve okurlardan gelen “Aman Can Bey ne olur
kendinize dikkat edin, başınıza bir iş gelmesinden çok
korkuyoruz” türü iyi niyetli uyarılarına
“Korkacaksak yaşamayalım” cevabını veriyordum.
Başıma “içeriden iş gelmesini” hiç aklıma
getirmemiştim açıkçası.
Bu arada işten çıkarılmam konusunda izleyicinin çok tepkili
olduğunu da gözlüyorum. Bugüne kadar hiç almadığım kadar
destek mesajı aldım.
Bunlar bana inanılmaz güç ve cesaret verdi, bunun
da bilinmesini isterim.
Destek olanlara, üzüntülerini paylaşanlara buradan
sonsuz teşekkürlerimi iletmek isterim.
Bundan sonrasını elbette şu anda bilmiyorum. Bu
köşede yazmayı sürdürüyorum, CRİTürk Radyo’daki
sabah konuşmalarım da devam ediyor.
BUNU YAZMAK GEREK