ANALİZ
Ekonomik olarak müthiş bir oyun oynanıyor.
Dolar yükseldi, yükseldi, bu yükseliş
sırasında hükümetten bir kişi bile tek
kelime etmedi.
Ekonomiden sorumlu bakanlar “Artış sunidir. Dış güçlerin
oyunudur” türü laflarla sorumluluğu
üzerlerinden atmak istediler.
Sonra Erdoğan konuştu ve “Bütün dış güçler
bizi diz çöktürmek için uğraşıyor ama buna pabuç
bırakmayacağız” dedi.
Ama dolardaki yükseliş durdurulamayınca
Erdoğan daha önce “faiz artırmak
ihanettir” sözünü unutarak Merkez
Bankası’na talimat verdi, faizler
yükseltildi, doların ateşi düştü.
Her nedense yandaş medya doların düşüşüne
faiz artışının neden olduğunu söylemek istemedi.
Hepsinin ortak dili “Merkez Bankası’nın aldığı çok doğru
kararlar sayesinde döviz lobisinin istediği olmadı”
şeklindeydi.
Faiz lobisi lafı ise hiç yoktu.
Doların düşürülmesi elbette tamamen
görsel bir şey. Yoksa ekonomi
düzelmiş falan değil. Faiz
yükselince döviz zaten düşecek.
Ama vatandaş doların yükselişini ve düşüşünü
görüyor buna karşı faizlerin ne durumda olduğunu
bilmediği gibi zaten yükselmesinin ya da
düşmesinin de ne anlama geldiği bilmiyor.
Bu durumda seçime giderken “iyi ekonomi tahsili görmüş (!)
yetenekli bir cumhurbaşkanı sayesinde doların fiyatı düşmüş ve
ekonomi düzelmiş gibi” gösteriliyor.
Bu arada çeşitli türde yandaş yalakalar ortaya
çıkarak “döviz pozisyonundan çıktıklarını”
anlattılar.
Örneğin biliyorsunuz İstanbul Borsası da
dövizlerini bozdurduğunu açıkladı.
Borsa Başkanı reise bir zarar gelmesini
istemediklerini hükümete kimsenin yan
bakamayacağını söyledi.
Ama unuttuğu şey şuydu; Aynı borsa iki yıl
önceki krizde de aynı şekilde döviz pozisyonunu terk ettiğini
açıklamıştı.
Bu durumda ya iki yıl önce
dövizden çıkmadı ya da çıktıktan sonra tekrar döviz toplamaya
başladı.
AKP Genel Başkanı da
faizleri artırıp dövizi
düşürdüklerini hiç söylemeden “Halkımız dolarını
bozduruyor, döviz fiyatı düşüyor. Herkesi Türk Lirası’na geçmeye
çağırıyorum” diyor.
Borsa başkanı halkın milyarlarca dolar
bozdurduğunu bu sayede doların düştüğünü
söylüyor.
İyi de halkın cebinde milyarlarca
dolar mı var?
Borsa Başkanı dolar bozduranları
ekrandan izlediklerini söylüyor. Demek ki
dolar bozduran halk değil, para
spekülatörleri aslında.
Soru şu; madem ekrandan herkesi izleyebiliyorsunuz o halde
o gece en yüksek fiyattan büyük miktarda döviz bozduranlar
kimler?
Elektronik ortamda döviz
bozduranların bu dövizleri ne zaman
aldıkları da görünüyordur. O halde büyük
miktarda döviz bozduranların bunları ne
zaman aldıkları da bir zahmet açıklansın.
Ama en önemlisi o gece en yüksek fiyattan döviz
satanlar daha sonra yeniden alım yaptılar mı?
Kısacası yine müthiş bir popülizm yapılıyor.
“Halkımız döviz bozduruyor, dolar düşüyor, millet reisine
sahip çıktı” masalı ile bazı kesimler yine
kandırılıyor.
Eğer doğru olan Türk Lirası’nı kullanmak ve eldeki
dövizi satmaksa hükümete şunu da söylemeliyiz;
“İşe neden siz öncülük etmiyorsunuz, örneğin neden köprü ve
otoyol geçişleri dolar bazında fiyatlandırılıyor. Yatırım
maliyetleri neden döviz bazından hesaplanıyor?”
Ama
aklımı kurcalayan bir konu daha var? Devlet
bankaları Türkiye içinde satın
alınacak mallar için neden döviz kredisi
verir?
Doğan Grubu’nun Demirören
Grubu’na devredilmesine karar
verildi. Bu nedenle Ziraat Bankası Demirören’e
700 milyon dolar kredi kullandırdı. Alan
Türk satan Türk mal da Türk o halde neden
dolar bazında kredilendirme
yapıldı?
Sonuç şu ki; “Dövizden vazgeçin, Türk lirası
kullanın” sözleri gariban halkı
kandırmaktan başka bir şey değildir.
CANIMI SIKAN ŞEYLER