BAŞIMDAN GEÇENLER
Ergenekon davası çoktan çökmüştü.
Sanık diye zindanlara atılanlar, haklarında
ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verilenler
de çoktan özgürlüklerine kavuşmuşlardı.
Aydınlara, akademisyenlere, gazetecilere, yazarlara,
sendikacılara, sanatçılara, Türk Ordusu’na kurulan kumpas
çoktan ortaya çıkmıştı.
Ancak 2018 yılının Kasım ayının son haftasında bu
büyük çöküş resmen ilan edildi.
Ergenekon savcıları “ortada bir terör örgütü olmadığını,
verilen tüm cezaların haksız olduğunu” ilan ettiler.
Şimdi rahatlıkla haykırabilirim; “Ben dememiş
miydim.”
Bu söz aslında pek makbul
bir söz değildir.
İkide bir ortaya atılıp da “ben dememiş miydim”
demek bir tür ukalalıktır.
Ama bu farklı.
Ben (ve bizler) defalarca bunu söyledik.
Ergenekon ve ardından gelen diğer rezil kumpaslar
boyunca iktidarın sözcülerinden çok ağır
hakaretler işittik.
Bana (bizlere) söylemediklerini bırakmadılar.
Ne teröristliğimiz, ne
hainliğimiz, ne vesayetçiliğimiz,
ne darbeciliğimiz ne postal
yalayıcılığımız kalmıştı.
Buna rağmen doğrulardan hiç vazgeçmedik.
Ergenekon, Balyoz ve diğer türevi olan davaların
sanıklarından tanıdıklarım bir elin parmaklarını
bile geçmiyordu.
Hemen hiçbiriyle duygusal bağım olmadığı gibi çoğu
ile fikirsel bütünlüğüm de yoktu.
Ama oynanan oyunu görmemek için kör olmak
gerekirdi.
7 yıl boyunca “intikam duyguları ile hukuku ve demokrasiyi
bir kenara bırakarak Türkiye’yi bir din devletine doğru
götüremezsiniz, eğer ortada suç ve suçlular varsa adil yargılama
yapılmalıdır. Kimsenin Türkiye’nin aydınlarını, askerlerini,
sanatçılarını böylesine aşağılamaya hakkı yoktur”
diyordum.
Bu tür hukuksuzlukların “yol olacağını” yarın aynı
yöntemlerle bizzat bugünkü zulmü yapanların
ortadan kaldırılabileceğini anlattım.
Güldüler.
Gülmekle kalmadılar tüm
melanetlerini kusarak bizleri adeta yaşayan
ölülere çevirmeye kalktılar. Ama sonuç ortada.
“Ben bu davanın savcısıyım” diyen kişi bugün
“yapılan kumpastı, yapanlar da Müslüman görünümlü
şeytanlardı, haşşaşilerdi” diyor.
Şimdi söyleyin, “ben dememiş miydim” sözünü dile
getirmenin daha keyifli bir anı olabilir mi?
CANIMI SIKAN ŞEYLER