ANALİZ
Kendisine medyanın “amiral gemisi” ünvanını yakıştıran Hürriyet,
bu ünvana hiç yakışmayan biçimde iktidarın evet hırsına destek
olmak için çok ilkel bir yönteme başvurarak çirkin bir operasyona
imza attı.
Kendi tabanına bile “neden evet” denmesi gerektiğini mantıklı
biçimde açıklayamayan AKP'ye yepyeni bir alan açtı. Pası alan
AKP'liler anında 28 Şubat hatırlatması yaparak yine bildik
mağduriyet oyununa başladı.
Bu yeni algı operasyonuyla halka yutturulmak istenen şu; darbeciler
boş durmuyor. Eğer Erdoğan'ı başkan yapıp bütün yetkileri onda
toplamazsak bu şer cephesi harekete geçecektir. Evet diyerek bu
tezgâhı bozun.
Şimdi diyeceksiniz ki “Hürriyet'in haberinden sonra önce Başbakan,
sonra Cumhurbaşkanı, en sonunda da Genelkurmay Başkanı Hürriyet'i
ağır biçimde eleştirdi. Hatta gereğinin yapılacağını bile
söylediler. Bunun neresi oyun?”
Hiç fark etmez. İlk defa olmuyor. Ne yazık ki Türkiye'nin en büyük
medya grubu bugüne kadar pek çok hakareti içine sindirdi. Hatta
Erdoğan'ın “Benim mezhebim o kadar geniş değil” sözlerini bile
sineye çektiler.
Sonuçta güya gazetecilik yaptıklarını söylediler hep ama iktidardan
gelen bütün talepleri yerine getirdiler. İktidar veya yandaşları
kimi işaret ettiyse anında kapı önüne koydular. İktidarın “bu sizde
çalışsın” dediği herkesi kadrolarına aldılar.
Bu olayda da değişik bir şey yok. Hürriyet iktidara karşı olan
görevini yerine getirdi. Üzerine biraz hakaret falan yedi ama hiç
kuşkunuz olmasın durum aynen devam edecektir. Genel Yayın Müdürü
değişir, yenisi gelir, yarın parmakla işaret edilen bir yazar daha
atılır, hiç fark etmez.