DEDİKODU
Ankara’da saraya yakın kaynaklarımdan biri aradı cuma öğleden sonra. Aklıma hemen “Amerika ile ilişkilerde beklenmedik flaş bir gelişme” olduğu geldi nedense. Belki de o konuda bilgiye ihtiyaç duyduğum içindir bu beklentim. Kaynağım “sana öyle bir şey anlatacağım ki” diye söze girdi “Güler misin ağlar mısın bilemem artık.” Doğal olarak “hayrola” diye sordum. “Hayır tabii canım” dedi “Ama bakış açına göre değişir. Yani bunu büyük bir skandal bir kepazelik gibi de algılayabilirsin, boş boğazlığın tatsız sonucu olarak da.” İster istemez iyice meraklandım. “Anlat artık, bu kadar germe beni de” diye müdahale ettim. “Tamam, tamam” dedi gülerek ve önce şu bilgiyi verdi; “Anlatacaklarım bazı internet haber sitelerinde kısmen yayınlandı. Ama önemli olan bu olayın kahramanları.” Ankaralı kaynağım ardından ayrıntıları anlatmaya başladı; “Şirin Payzın’ı biliyorsun, CNN’in başarılı haber programcılarından. Yüzü pek gülmeyen sert üslubuyla iktidardan gelenleri bile sıkıştıran bir tavrı var. Şirin Hanım her salı akşamı ‘ne oluyor’ programı yapıyor. Bu programa 16 Ocak Salı akşamı Erdoğan’ın danışmanlarından Mehmut Uçum katıldı. Payzın Uçum’a pek çok soru sorduğu gibi Anayasa Mahkemesi’nin bazı gazeteciler hakkında verdiği ‘hak gaspına uğramışlardır’ kararını da sordu. Uçum tüm sorulara olabildiğince akıllı ve mantıklı cevaplar verdi.” Araya girdim, “Eee” dedim “Çok mu önemli yani? Gazeteci soru sormayacak mı?” Kaynağım gülerek “Asıl pandomima ondan sonra koptu, biraz sabret” dedikten sonra anlatmaya devam etti.
Programdan iki gün sonra CNN Genel Müdürü Erdoğan Aktaş Şirin Payzın’ı yanına çağırmış. “Mehmet Uçum’a Mehmet Altanları sorman Cumhurbaşkanını çok rahatsız etmiş. Aydın Bey istemeyerek de olsa seninle ara vermemizi istedi, üzülüyorum ama artık çalışamayacağız” demiş. Tabii Payzın’ın başından aşağı kaynar sular dökülmüş. Ama ortamı da biliyor, yapacak bir şey yok, buna rağmen soluğu Aydın Doğan’ın yanında almış. Aydın Doğan üzüntülü biçimde durumu anlatmış, “Benim halimi de biliyorsun” demiş. Şirin Payzın Aydın Doğan’a veda edip çıkacakken birden dönmüş ve “Aydın Bey çok özür dilerim, ama sizi Cumhurbaşkanı mı aradı?” diye sormuş. Aydın Doğan “Hayır” demiş “Erdoğan (Aktaş) söyledi. Onu da Cumhurbaşkanlığı’ndan aramışlar, Sayın Cumhurbaşkanımızın ateş püskürdüğünü söylemişler.”