ANALİZ
Son günlerde meydanlardaki “idam isteriz” sloganları kulakları
çok rahatsız etmeye başladı.
Tabii bunu tahrik eden bizzat Cumhurbaşkanı. O idamdan söz edince
kalabalıklar da “İdam idam” diye bağırmaya başlıyor.
Hükümet bu işe gerçekten çok sıcak bakıyor mu, bunu tam
bilemiyoruz. Çünkü Erdoğan 15 Temmuz dinci faşist darbe
kalkışmasından beri idam cezasının geri getirilmesi gerektiğini
söylüyor, buna karşı daha önce bir dediği iki edilmemesine rağmen
bu kez hükümet hemen bir tasarı hazırlayıp Meclis'e getirmedi.
Tabii idam cezasının yeniden gelmesi bir anayasa maddesini
ilgilendiriyor. Yani gece yarısı çıkarılan diğer kanunlar gibi bir
çırpıda Meclis'ten geçirilmesi o kadar kolay değil.
İdam cezasının yeniden akıllara gelmesinin nedeni 15 Temmuz dinci
faşist darbe girişimi elbette.
İktidar daha önce iç içe olduğu cemaatle çıkar çatışmasına
girdikten sonra, bu grubu tamamen ezip yok etmenin bir aracı olarak
gördüğü 15 Temmuz'u alabildiğine kullanmak istiyor.
İdam cezasının getirilmek istenmesinin tek amacı “intikam”
almaktır.
Erdoğan ve çevresi cemaate karşı o kadar öfkeliler ki, idam
cezasını geri getirerek asıl ve kesin hesaplaşmayı böyle yapmayı
amaçlıyor.
Ancak burada ciddi bir sorun var; hukukta yasalar geriye doğru
işletilmez. Tabii bu iktidar “ben yaptım oldu” mantığı ile idam
cezasını geri getirdikten sonra bunu geriye doğru işletip darbenin
elebaşlarını idam edebilir.
Bu da Türkiye'nin uluslar arası alanda dışlanmasına neden olur.
Gerçi bu iktidar “Vız gelir” mantığı ile buna karşı da “dik duruş”
sergileyecektir ama bu çare değildir, Türkiye'nin geleceğini
karartır çünkü.
Bunları çok konuştuk, yazdık da ben başka bir noktaya dikkat çekmek
istiyorum.
İdam cemaate karşı bir intikam duygusu ile geri getirilmek
isteniyor.