KAFAMI BOZAN ŞEYLER
İktidar ve yandaşları son günlerde “deli gibi”
bir haldeler.
Muhalefetin en azından kendi içinde derlenip
toparlanmasından, AKP seçmeninin de hızla erimeye
başlamasından müthiş tedirginler.
Bu nedenle hiç çekinmeden “kin ve nefret suçu”
işlemekten çekinmiyorlar.
Seçim yaklaştıkça dillerine doladıkları tek şey var.
“Apo, Kılıçdaroğlu, Akşener ittifakı” diye
uydurulan bir yalana sarılıp toplumu
ayrıştırmaktan halkı birbirine düşürecek
provokasyonlar yapmaktan hiç kaygı
duymuyorlar.
Dayandıkları tek şey, HDP’nin bazı yerlerde muhalefetle birlikte
hareket edeceğini açıklamış olması.
Fitili bizzat Cumhurbaşkanı
Erdoğan ateşliyor.
“HDP eşittir PKK” diyor örneğin.
Buradan hareket eden yandaş medya, AKP’nin MHP ile kurduğu
Cumhur İttifakı’na karşı sanki CHP-İYİ Parti- HDP ittifakı kurulmuş
gibi algı operasyonu yapıyor.
Şurası kesin ki, böyle bir ittifak kurulabilir
elbette.
Demokrasiye inanıyorsak demokratik ilkeler ve kurallar
içinde mücadele eden herkes birlikte hareket edebilir, iş
birliğine gidebilir, ittifak da kurabilir.
Oysa burada yapılan hem siyasi ahlaka, hem de insanlığa çok
aykırı bir tutum.
HDP bir şekilde terör örgütü ile
ilişki içinde olabilir, üyelerinden bazıları ya da hepsi
terör örgütüne üye olabilir, eylemlere
katılabilir.
Ama bunun çaresi hukuk yoluyla hesap
sormaktır.
Afaki biçimde, “bunlar terörist, onlarla iş birliği yapan
herkes de terörist” diyemezsiniz.
Eğer “HDP gerçekten eşittir PKK” ise başta iktidar
olmak üzere, tüm anayasal kurumlar, anayasal suç
işliyor.
Cumhurbaşkanı bir siyasi partiyi terörist olarak
niteliyorsa, devletin başı olması nedeniyle elinde mutlaka
belge, bilgi ve kanıt bulunmalıdır.
Eğer durum gerçekten buysa, HDP’yi diğer
partilerle eşit biçimde seçime sokmak, üyeleri
hakkında hiçbir işlem yapmamak Anayasa
suçudur.
Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddesi Anayasa suçu işleminin
“ağırlaştırılmış müebbet hapis” olduğunu
belirtiyor.
O halde bir partinin terörist olduğunu bilerek sadece
konuşan ve hiçbir önlem almayan iktidar sahipleri, terörist bir
partinin seçime katılmasını uygun bulan Yüksek Seçim Kurulu,
terörist bir parti hakkında kapatma davası açmayan Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcılığı, açıkça Anayasa suçu
işlemektedir.
Yok eğer, hukuken ve siyasi olarak
HDP terörist olarak nitelendirilemiyorsa, bu kez de iktidar
sahipleri ve onun borazanı yandaş-tetikçi medyanın kin ve nefret
içeren algı operasyonu hakkında soruşturma açılması
gerekmektedir.
Ama şunu biliyoruz konu bu değil.
İktidar, bu seçimde dramatik bir düşüş
yaşayacağını bildiği için toplumu birbirine kırdırma dahil,
her türlü yola sapmayı göze almış durumdadır.
Saray gözüyle baktığımda bunun bana göre en basit çözümü
seçimi yaptırmamak olacaktır.
ÇOK GÜLDÜM