Can Ataklı Sözcü Gazetesi

Kaybetme paniği ile kin ve nefret suçu işliyorlar

KAFAMI BOZAN ŞEYLER İktidar ve yandaşları son günlerde “deli gibi” bir haldeler. Muhalefetin en azından kendi içinde derlenip toparlanmasından, AKP seçmeninin de hızla erimeye başlamasından müthiş tedirginler. Bu...

06 Şubat 2019 | 2.931 okunma

KAFAMI BOZAN ŞEYLER

İktidar ve yandaşları son günlerde “deli gibi” bir haldeler.
Muhalefetin en azından kendi içinde derlenip toparlanmasından, AKP seçmeninin de hızla erimeye başlamasından müthiş tedirginler.
Bu nedenle hiç çekinmeden “kin ve nefret suçu” işlemekten çekinmiyorlar.
Seçim yaklaştıkça dillerine doladıkları tek şey var.
“Apo, Kılıçdaroğlu, Akşener ittifakı” diye uydurulan bir yalana sarılıp toplumu ayrıştırmaktan halkı birbirine düşürecek provokasyonlar yapmaktan hiç kaygı duymuyorlar.
Dayandıkları tek şey, HDP’nin bazı yerlerde muhalefetle birlikte hareket edeceğini açıklamış olması.
Fitili bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan ateşliyor.
“HDP eşittir PKK” diyor örneğin.
Buradan hareket eden yandaş medya, AKP’nin MHP ile kurduğu Cumhur İttifakı’na karşı sanki CHP-İYİ Parti- HDP ittifakı kurulmuş gibi algı operasyonu yapıyor.
Şurası kesin ki, böyle bir ittifak kurulabilir elbette.
Demokrasiye inanıyorsak demokratik ilkeler ve kurallar içinde mücadele eden herkes birlikte hareket edebilir, iş birliğine gidebilir, ittifak da kurabilir.
Oysa burada yapılan hem siyasi ahlaka, hem de insanlığa çok aykırı bir tutum.
HDP bir şekilde terör örgütü ile ilişki içinde olabilir, üyelerinden bazıları ya da hepsi terör örgütüne üye olabilir, eylemlere katılabilir.
Ama bunun çaresi hukuk yoluyla hesap sormaktır.
Afaki biçimde, “bunlar terörist, onlarla iş birliği yapan herkes de terörist” diyemezsiniz.
Eğer “HDP gerçekten eşittir PKK” ise başta iktidar olmak üzere, tüm anayasal kurumlar, anayasal suç işliyor.
Cumhurbaşkanı bir siyasi partiyi terörist olarak niteliyorsa, devletin başı olması nedeniyle elinde mutlaka belge, bilgi ve kanıt bulunmalıdır.
Eğer durum gerçekten buysa,  HDP’yi diğer partilerle eşit biçimde seçime sokmak, üyeleri hakkında hiçbir işlem yapmamak Anayasa suçudur.
Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddesi Anayasa suçu işleminin “ağırlaştırılmış müebbet hapis” olduğunu belirtiyor.
O halde bir partinin terörist olduğunu bilerek sadece konuşan ve hiçbir önlem almayan iktidar sahipleri, terörist bir partinin seçime katılmasını uygun bulan Yüksek Seçim Kurulu, terörist bir parti hakkında kapatma davası açmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, açıkça Anayasa suçu işlemektedir.
Yok eğer, hukuken ve siyasi olarak HDP terörist olarak nitelendirilemiyorsa, bu kez de iktidar sahipleri ve onun borazanı yandaş-tetikçi medyanın kin ve nefret içeren algı operasyonu hakkında soruşturma açılması gerekmektedir.
Ama şunu biliyoruz konu bu değil.
İktidar, bu seçimde dramatik bir düşüş yaşayacağını bildiği için toplumu birbirine kırdırma dahil, her türlü yola sapmayı göze almış durumdadır.
Saray gözüyle baktığımda bunun bana göre en basit çözümü seçimi yaptırmamak olacaktır.

ÇOK GÜLDÜM

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yunan Cumhurbaşkanı’nın Eşek Adası’na gitmesi, kimi tahrik ediyor? 01 Temmuz 2020 | 3.206 Okunma Toplumsal tepki balonu patladı 30 Haziran 2020 | 3.025 Okunma Şimdi AKP de mi “terör örgütü yandaşı” oldu? 29 Haziran 2020 | 6.219 Okunma Yeni bir kumpas ifşaatı 26 Haziran 2020 | 4.163 Okunma Bu nasıl bir oyundur? 25 Haziran 2020 | 3.700 Okunma