Can Ataklı Sözcü Gazetesi

Koalisyon umacısından yerli ve milli ittifak ucubesine

ANALİZİktidar 16 Nisan’da “evet çıktığını ilan ettiği” referandumla başkanlık sistemini dayatırken “artık koalisyonlar dönemi bitiyor” sloganını çok kullanmıştı....

13 Ocak 2018 | 46 okunma

ANALİZ

İktidar 16 Nisan’da “evet çıktığını ilan ettiği” referandumla başkanlık sistemini dayatırken “artık koalisyonlar dönemi bitiyor” sloganını çok kullanmıştı. İktidar yandaşları ekranlardan “artık o korkunç günler bir daha yaşanmayacak” diye haykırıyordu. Koalisyonlar Türkiye’yi mahvetmişti, ekonomiden sosyal hayata, demokrasiden hukuka kadar her şey bu koalisyonlar yüzünden bozulmuştu. Oysa yeni sistemde artık koalisyonlar olmayacağı için her şey çok güzel olacaktı. Ama şimdi geldiğimiz noktaya bir bakalım. Koalisyonların çok kötü olduğunu anlatanlar daha seçime neredeyse iki yıl varken şimdiden koalisyon kurmaya soyundular bile. Tabii koalisyon değil ittifak diyorlar. Sözlükte “koalisyon nedir” diye baktığınızda karşınıza şu tanımlamalar çıkıyor; “ayrı görüşteki çeşitli güçlerin belli bir amaçla oluşturdukları birlik, değişik güçlerin işbirliği.” Yine sözlükten “ittifak nedir?” diye sorguladığınızda “anlaşma, bağlaşım, bağlaşma, oybirliği” tanımlarını görüyoruz. Yani “koalisyon” ile “ittifak” özellikle siyaseten ele aldığımızda aynı anlamdalar. Daha önceleri de yazdığım gibi; koalisyonlar ille de kötü sonuçlar verecek ortaklıklar değildir. Türkiye koalisyon hükümetleriyle çok başarılı gelişmelere imza atmıştır. Unutmamak gerekir ki Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en önemli olaylarından biri olan Kıbrıs Barış Harekâtı koalisyon hükümetlerinin başarısıdır. Gümrük Birliği anlaşması da yine koalisyon hükümeti tarafından yapılmıştır. Avrupa Birliği Uyum Yasaları’nın da pek çoğu koalisyon hükümetleri tarafından çıkarılmıştır. Bunların en önemlilerinden biri olan “idam cezasının kaldırılması” koalisyon hükümeti tarafından gerçekleştirilmiştir. Peki, AKP ve sözcüleri neden koalisyona çok karşılar? Çünkü onlar geçmiş deyince sadece 28 Şubat dönemini hatırlamak ve hatırlatmak istiyorlar. Oy alınan kitlenin “yakın tarihle” ilgili sınırlı bilgisini mağduriyet edebiyatı ile harmanlayıp siyasette kullanmak elbette AKP’nin çok işine geliyordu. Laikliğin neredeyse tamamen ortadan kaldırıldığı, devletin tüm işlerinin dini kurallara göre şekillendirilmeye başlandığı bir dönemde koalisyonları 28 Şubat’la anmak ve yerin dibine batırmak çok daha kolay olacaktı. Rejim değişikliği dayatmasına karşı çıkanlar olarak koalisyonların söylendiği gibi kötü olmadığını anlattığımız gibi yeni rejimle birlikte aslında “kirli koalisyonlar döneminin” başlayacağını söylüyorduk. Demokratik parlamenter sistemde partiler aldıkları oy oranında milletvekili çıkardıktan sonra eğer tek parti çoğunluğu alamamışsa partiler arası uzlaşma yolları arınır. Bu uzlaşma çalışmaları toplumun gözü önünde yapılır. Oysa yeni rejimde başkan adayı seçimlerden çok önce pazarlıklara girişecek ve kamuoyunun bundan haberi bile olmayacaktır. Ya da “koalisyon gibi gözükmeyen” anlaşmalar yapılacaktır. Bu anlattıklarımız şimdi gerçek oldu işte. MHP seçimlere iki yıl kala başkan adayının Erdoğan olduğunu  “yerli ve milli ittifak içindeyiz” diyerek açıkladı. Hesapta hiçbir pazarlık yapılmadı. Türkiye’ye karşı ayıptır, yazıktır. Türkiye’yi “koalisyon umacısıyla” korkutanların hiçbir anlamı olmayan “ittifak ucubesiyle” aldatmaya kalkmaları hepimize hakarettir.

MERAK ETTİĞİM ŞEYLER

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yunan Cumhurbaşkanı’nın Eşek Adası’na gitmesi, kimi tahrik ediyor? 01 Temmuz 2020 | 3.206 Okunma Toplumsal tepki balonu patladı 30 Haziran 2020 | 3.025 Okunma Şimdi AKP de mi “terör örgütü yandaşı” oldu? 29 Haziran 2020 | 6.219 Okunma Yeni bir kumpas ifşaatı 26 Haziran 2020 | 4.163 Okunma Bu nasıl bir oyundur? 25 Haziran 2020 | 3.700 Okunma