MERAK ETTİĞİM ŞEYLER
Bayram tatilinde eskiden beri tanıdığım AKP’li bir siyasetçi ile
sohbet ettim. Laf ister istemez döndü dolaştı Türkiye’nin son
günlerine geldi. Baktım ki AKP’li dostum da karamsar.
“Yönetemiyoruz artık, sonumuz hayırlı olsun” dedi.
AKP’li siyasetçi parti içi gelişmelerden ve dayatmalardan rahatsız.
“Bak bir şey anlatayım” dedi ve şunları söyledi;
“Malazgirt’te bir tören yapıldı. Bu törene bütün belediye
başkanları, meclis üyeleri ve parti yöneticilerinin katılması
zorunluydu. Herkes gitti. Ama artık çok yoruluyoruz üstelik
karşılığını da alamıyor her gün genel başkandan azar işitiyoruz, bu
dayanılmaz hale geldi.”
Ben de şaşırdım tabii, “Nasıl yani” dedim “Bu törenlere katılmaz
zorunlu mu?”
AKP’li siyasetçi dostum “Hesapta zorunlu değil tabii ama istersen
katılma. İşte ondan sonra başlıyor (parti içindeki hainler)
edebiyatı” karşılığını verdi.
Anladığım kadarıyla AKP içinde çok ciddi sıkıntılar var. Ama bu
henüz su yüzüne çıkmış değil, dipte kaynama var yukarıdan henüz
görülmüyor.
Tabii anlamadığım ise şu; öyle ya da böyle AKP’liler hemen her gün
genel başkanlarından ağır hakaretler duyuyorlar. Oysa şu ana kadar
bir kişi bile buna tepki göstermiş değil. Nasıl oluyor da bu kadar
partili bir türlü haysiyetli davranamıyor?
Örneğin genel başkanları “metal yorgunluğundan” söz ediyor. Partide
çalışmayanların olduğunu vurguluyor. Kimse “Metal yorgunluğu varsa
onca seçimi nasıl kazandık, üstelik yüzde 41’e inmişken nasıl oldu
da yüzde 50’ye çıktık, ardından referandumda nasıl yüzde 50’yi
geçtik” demiyor, diyemiyor.
Genel Başkan “yolsuzluk istemiyor, hırsızların derhal partiden
uzaklaştırılmasını istiyor, defolulara parti içinde yer olmadığını”
söylüyor. Yine tek bir AKP’li bile “Kim bu yolsuzluk yapanlar,
hırsızlar, defolular” diye sormuyor, soramıyor.
Genel Başkan “Bu tür kişiler biz söylemeden gereğini yapsın,
partiden istifa etsin” diyor. Bırakın bir AKP’linin itiraz etmesini
tam tersine partide bir anda istifalar başlıyor. İşin garip yanı
kimse kalkıp “Kardeşim siz neden istifa ediyorsunuz, metal yorgunu
musunuz, yolsuzluk veya hırsızlık mı yaptınız, FETÖ’cü müsünüz.
Hain misiniz?” diye de sormuyor. Giden gittiği ile kalıyor.
Kalanlar kendi kafalarına göre yorum yapıyorlar.
Bu süreç daha ne kadar sürecek bilemem elbette. Ama şunu görüyorum
ki koca parti giderek kimliksizleşiyor, gurur ve onur adeta çöp
tenekesine atılıyor. Bu durum partiye tamamen hakim olan genel
başkanın çok hoşuna gidebilir, ama haysiyeti kalmayan insanların
bakarsanız kaybedecek bir şeyleri de kalmamıştır. İşte o zaman ne
yapacaklarını bilemezsiniz.
CANIMI SIKAN ŞEYLER