ANALİZ
Amerika başkanı ile görüşmeden sonra bu kez Putin Türkiye’ye
geldi ve AKP Genel Başkanı ile görüştü. Bize yapılan açıklamalara
göre “her konuda fikir birliği” içindeyiz. Suriye ve Irak’ta toprak
bütünlüğünden yanayız. Suriye’de savaşın artık bitmekte olduğunu
görüyoruz.
Putin- Erdoğan görüşmesinden sonra bunlar açıklandı. Yersek tabii.
Rusya’nın başkanı birkaç saatliğine Türkiye’ye geliyor. Görüşmeden
sonra “sade suya tirit resmi açıklamalar” dışında hiçbir şey
söylenmiyor. Gazetecilere soru bile sordurulmuyor. Sonra “çok
olumlu görüşmeler yapıldı” sözüne inanmamız isteniyor.
Bir kere Türkiye ne zamandan beri Rusya’nın anladığı anlamda
“Suriye’nin toprak bütünlüğünden” yana bir tavır içinde. Bizim
resmi politikamız “Cani Esad gidene kadar savaş” değil mi? Bu
nedenle Esad’a karşı savaşanlarla omuz omuza çarpışmıyor muyuz?
Sırf Esad gidecek sandığımız için 3 milyonun üzerinde Suriyeli
Türkiye’de keyif çatarken bizim aslan gibi yiğitlerimiz Suriye’de
şehit olmuyor mu?
Rusya Suriye’nin toprak bütünlüğü derken Esad’ın başta oturduğu,
muhalefetin tamamen sindirildiği bir Suriye’den söz ediyor. Hatta
bunun ötesinde Suriye’nin yeni anayasasının bazı özerk bölgelere
izin verecek biçimde olmasını öneriyor ki bu da kuzeyde Kürt
bölgelerinin olmasına olanak tanıyor.
Bu konuda mı Rusya ile fikir birliği içindeyiz? AKP Genel Başkanı
Putin’le hangi zeminde anlaştığını açıklamalıdır.
Putin’in Irak konusundaki fikrini de tam bilmiyoruz. Orada sözü
edilen “toprak bütünlüğünden” kastedilen nedir acaba? Yandaş
medyamız Erdoğan’ın “Irak’ın toprak bütünlüğü için aynı fikirdeyiz”
sözlerinin üzerine balıklama atlarken Rusya’nın bağımsızlık
referandumuna karşı çıktığını sanıyor. Rusya Barzani’ye destek
vermedi ama etkili biçimde de karşı çıkmadı. Her ülkenin yaptığı
gibi referandumu “ihtiyatla” karşıladığını bildirdi. Yani
önümüzdeki günlerin koşullarına göre tavrını yeniden belirleyecek.
Türkiye ise bu konudaki en şahin ülke ama elinden gelen de yaptığı
şantaj ve tehditleri yerine getirecek güç ve cesaret de yok.
Saray ve iktidar çevreleri Amerika ve Rusya ile yapılan “zorunlu”
görüşmeleri sanki kendi başarılarıymış gibi göstererek “Dünyanın
oyun kurucu ülkelerinden” biri olduğumuzu iddia ediyor. Aslında tam
olarak kastedilen Erdoğan. O öyle bir lider ki dünyaya da ayar
veriyor ve oyun kurucuların başında oturuyor. Oysa gerçekleri
görelim. Türkiye oyun kuran ülke konumunda falan değil. Ne
Amerika’nın ne Rusya’nın ciddiye aldığı yok. Kimse kızmasın ama biz
şu anda top toplayıcı konumunda bile değiliz. Kimsenin bize bir şey
sorduğu yok. Bize tebligat yapılıyor. Muhtemelen Trump’tan sonra
Putin de istekleri sıraladı ve gitti. Amerika’ya giderken Trump’a
kafa tutulacak gibi yapıldı ama görüşmelerin sonunda en küçük bir
taviz alamadığımız halde 11 milyar dolarlık uçak anlaşması
imzaladık. Putin’le görüşmede de ekonomik ilişkilerin artmasını
isteyecektik güya ama Putin nükleer santralı gündeme getirerek
“elinizi çabuk tutun biraz” dedi. Bizimkiler de çaresiz “Turist
sayımızı 11 kat artırdık” söylemine sarıldı. Tabii bu 11 kat artış
neye göre o da belli değil. Kaça düşmüştü de 11 kat arttı acaba?
Uluslar arası ilişkilerde hiç bu kadar dökülmemiştik, hiç bu kadar
aciz ve gururu kırılan ülke olmamıştık. Bir de bunu “devlet böyle
yönetilir, bazen iyi olursunuz bazen kötü” diye anlatmıyorlar
mı.
ŞAŞIRDIM