BUNU YAZMAK GEREK
AKP Genel başkanı Tayyip Erdoğan’ın “kavun seçer” gibi seçip
uçağına aldığı “iliştirilmiş” gazetecilerden ricada bulunmuştum.
“Bir kereliğine gazetecilik yapın” diyerek Erdoğan’ın Amerika
gezisini bu kez “emredilenlerin” doğrultusunda değil, gazetecilik
ilke ve kurallarına göre kamuoyu ile paylaşmalarını istemiştim.
Hepsinin genel karakterini bildiğimden böyle bir şeyin olmayacağını
elbette biliyordum. Sonuçta haklı çıktım. Uçağa alınan sözde
gazeteciler yine kendilerine “verilen bilgiler” ve istenen
“övgüler” dışında bir şey yazamıyor.
Dünkü gazetelerde Erdoğan’ın Amerika başkanı ile fotoğrafı vardı.
Yandaş gazetelerin tamamı “samimi bir görüşme” başlığını
kullanmıştı. Amerika’daki sözde gazeteciler sadece övgüler
yazmıştı. “Trump kalkıp Erdoğan’ın yanına geldi, ikili çok samimi
bir görüşme yaptı, Trump Türkiye’ye teşekkür etti” başlıkları
yazılarını süslüyordu. Oysa aynı sırada Trump Erdoğan’ın korumaları
için satın alınan silahların teslim edilmemesi için hazırlanan bir
kararı imzalamıştı, yine aynı saatlerde PYD’ye 110 TIR’lık silah ve
mühimmat teslim ediliyordu. Ama olsun, iki lider “samimi bir hava
içinde” görüşüyorlardı.
Peki, bu “samimi” görüşmede ne konuşulmuştu. Trump yerinden kalkıp
Erdoğan’ın yanına gelme gereğini niye duymuştu? Bunlar haberlerde
yok. Şimdi diyebilirsiniz ki “Gazeteciler o kadar yaklaşamaz ki, ne
konuştuklarını duymaları mümkün mü?” Haklı görünebilirsiniz. Ama
“gazetecilik mesleği” böyle bir şey değil.
Size normal bir gazeteci nasıl çalışır anlatayım. Bu tür gezilere
büyük heyetlerle çıkılır. Bu heyette gazeteciler, işadamları, bazı
bürokratlar olduğu gibi cumhurbaşkanının danışmanları, ailesinden
kişiler ve bazı bakanlar olur. Gazetecilik “iyi ilişkiler kurma”
mesleğidir bir açıdan. Bu nedenle normal bir gazeteci bu kadar
geniş bir heyetten mutlaka en az birkaç kişiyle diğerlerinden daha
yakın ilişki kurar. Bu kişiler kimsenin bilemeyeceği, duyamayacağı
bilgilere sahiptir genellikle. Normal bir gazeteci bu ilişkilerini
kullanarak ve tabii ki doğru sorular da sorarak muhataplarından
özel bilgiler alırlar. Örneğin Erdoğan’ın Trump’la görüşmesinde
neler konuşulduğunu bilen en az 10 kişi vardır o heyet içinde. Ve
genellikle bu tür bilgiler “devlet sırrı” niteliğinde değilse pek
saklanmaz. Yani bilgi sahibi kişiler bunları güvendikleri, iyi
ilişkide oldukları gazetecilere çoğu kez “kaynak belirtilmemek”
kaydıyla anlatırlar.
Bizin iliştirilmiş sözde gazeteciler ya bu ilişkileri hiç
kurmuyorlar ya da fazla vıcık ilişki kurdukları için kendilerini
aynı zamanda devletin birer parçası gibi gördüklerinden aldıkları
bilgilere paylaşmıyorlar.
Yazdıklarımı “Sen taraflı olduğun ve uçağa alınmadığın için bunları
yazıyorsun” diye eleştirenler olursa şunu söylemek isterim. “Bu
iliştirilmiş sözde gazeteciler yıllardır Erdoğan’ı dış gezilerde
izliyorlar. Bugüne kadar bir tane bile atlatma haber, özel haber
gördünüz mü? Bir tanesi bile diğerlerinden farklı bir haber yazamaz
mı yani? Açın bakın bugüne kadar yayınlanmış haberlere. Hepsi aynı
tornadan çıkmış gibi. Tabii zaten başkası da olamaz ki. Sonuçta
hepsi
emir kulu.”
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER