Katar olayı ister istemez iktidarın dengesini biraz
bozdu.
Çünkü Türkiye iki arada bir derede.
Bir tarafta Katar'la “çok iyi” finansal ilişkimiz
var.
Diğer tarafta Suudilerle askeri işbirliği yapıyoruz, Sünni
Ordusu'nun içinde yer alıyoruz.
Bu durumda Türkiye'nin çok net tavır alması ve bunu hayata
geçirmesinin sayısız riski var.
Ama yine de hakkını teslim edelim, Erdoğan beklentimin aksine
Katar konusunda kararlı bir duruş sergiledi. “Katar'a yapılanları
onaylamamız mümkün değil” dedi. Hatta bununla da yetinmedi Katar'la
yapılan askeri anlaşmanın onaylanması için konuyu bugün Meclis'e
getirme kararı aldı.
Ancak ondan sonra söylem yine iç politikaya yöneldi. Erdoğan
her zamanki gibi “görünmeyen” bir düşmandan, ya da odaktan söz
etti.
“Katar'da bir oyun oynanıyor, ama henüz tespit etmiş değiliz”
dedi.
Bir gazeteci, bir akademisyen hatta bir muhalefet siyasetçisi
bunu söyleyebilir, ama ülkenin en tepesindeki isim “Bir oyun
oynandığını ama bunu tespit edemediklerini” söyleyemez.
Sarayın sayısız danışmanı var. Ortadoğu uzmanları var.
Yetmedi Katar, Suudi Arabistan, Mısır konusunda engin bilgilere
sahip akademisyenler var.
Bu kadar adam ne işe yarar ne zaman kullanılır? Oturun,
düşünün, tartışın ve bir karar verin.
“Bir oyun var ama” demek ve “bunu tespit edemiyoruz” diye
devam etmek bir anlamda bilgisizliğin, yetersizliğin de itirafıdır.
Diplomatik alanda bunun iki etkisi olur.
Bir; Türkiye hiçbir şeyin farkında bile değil.
İki; Türkiye boyunu aşan bir planın içine girmeye
çalışıyor.
İkisi de diplomaside tutarsızlık, yetersizlik, çapsızlık
olarak nitelenir.
Katar olayı bölgesel gibi başlayan ama kısa sürede küresel
etkileri olacak bir yeni durumdur.
Amerika tavrını ablukacı, ambargocu İslam ülkelerinden yana
koyarken Avrupa Birliği'nin en büyüğü Almanya Katar'ı kollayan bir
açıklama yaptı. Bunun devamı AB ülkelerinin de aynı tavrı
göstermesi olarak karşımıza çıkabilir.
Rusya “inceliyoruz” deme aşamasında. Çin'den net bir tepki
gelmedi. İran fitili ateşlenmekte olan bir ülke
konumunda.
Böyle bir ortamda Erdoğan'ın Katar'dan yana tavır koyması
mutlaka çok önemlidir ama olayın arkasında gizli güçler olduğunu
ima etmesi, el altından bu hedefi göstermesi diplomatik açıdan
sakıncalıdır.
Türkiye tavrını koymuştur. Artık hayali güçlere atıfta
bulunmak yerine sorunun çözümünde etkin bir güç olacağını göstermek
durumundadır.
Eğer bu fırsat kaçar ve Türkiye iç politikaya yönelik
siyaseti nedeniyle açmaza girerse bunun altından kalkılması çok zor
olur.
Erdoğan ve ekibi Katar'dan yana tavır koymakta ısrarlıysa
bunu çok sakin, soğukkanlı ve akılcı bir politika ile yürütmek
zorundadır.