ANALİZ
Kim ne derse desin Türkiye’nin Afrin operasyonu
gerçek bir zaferdir.
Açık yazayım, operasyonun ağırdan alınması
zihnimde ister istemez “nasıl bir pazarlık
yürüyor?” sorusu yaratıyordu.
Türk askerinin Afrin’e girmeden geri
dönmek zorunda kalacağını bile sanıyordum.
Oysa tam tersi oldu.
Türkiye Afrin’i aldı. PKK’yı silip süpürdü.
PKK bundan sonra ayağa zor
kalkacağı ağır bir darbe aldı.
Artık bölgede Türkiye’ye sorun olacak bir devlet
veya devletçik oluşturma çabaları da sona
erecektir.
PKK’nın gerçek bir hesaplaşmada Türkiye ile
baş edemeyeceği gerçeği artık ortaya
çıkmıştır.
PKK’nın arkasında Amerika ya da bir başka
süper gücün olması da fark etmemiştir. Çünkü bu
güçlerin Türkiye ile bir savaşı göze almaları
mümkün değildir.
Bundan sonra yapılması gereken
şudur; Türk Silahlı Kuvvetleri hiç hız kesmeden Suriye’nin
kuzeyinden başlayarak İran sınırına kadar olan koridoru tamamen ele
geçirmeli, buraya bayrağı dikmelidir.
Fırat’ın
doğusunda PKK’nın güçlü olduğunu söyleyenler
çıkabilir. Tabii bunu söyleyenler Amerika
desteğine güvenmektedir.
Ancak Afrin operasyonu ile bölgedeki
PKK güçlerinin arkalarında
Amerika olsa bile asla bir varlık
gösteremeyecekleri ortaya çıkmıştır.
Türkiye’nin kendi sınırlarının güneyindeki bir şeridi
tamamen ele geçirmesi önünde hiçbir engel çıkmayacağı da
anlaşılmıştır.
O halde Türkiye 1990’lı yıllardaki ilk
Körfez harekatında kaçırdığı
fırsatı bu kez değerlendirmeli ve içinde
Musul ve Kerkük’ün de bulunduğu bölgeleri
tamamen kontrolü altına almalıdır.
Kimse “Bize yedirmezler” türü bir aşağılık
kompleksine kapılmasın. Eğer AKP iktidarı Amerika ya da
başka güçlerle bizlerin bilmediği bir gizli
anlaşma yapmadıysa, önümüzde hiçbir engelin kalmadığı
gerçeğini tüm dünya da biliyordur.
Yine şunu rahatlıkla söyleyebilirim; Afrin alınmıştır. Türk
askeri artık oradan çıkmayacaktır. Nasıl 41 yıldır Kıbrıs’taysak
durum aynı olacaktır. Bu nedenle kısa sürede bölgede ne kadar geniş
bir alan askeri ve siyasi kontrol altına alınırsa Türkiye o kadar
nefes alacak, ekonomik olarak o kadar güçlenecektir.
Muhalefet bu durumu iyi görmeli ve bundan sonrası
için planlarını buna göre yapmalıdır. Muhalefet
Türkiye’nin genişlemesine “engel olarak” değil tam
tersine “katkı sağlayarak” güçlenir.
DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER