ANALİZ
Ankara’da dün müthiş bir şov vardı. 1994’ten bu
yana Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürüten
Melih Gökçek dün meclis toplantısında yaptığı
konuşma ile istifa etti. Baştan sona bir
komedi gibi geçen törende Melih
Gökçek Genel Başkanı Erdoğan istediği için
istifa ettiğini birkaç kez üstüne basa basa
söyledi.
AKP Türkiye’ye bir şey öğretti. O da şu;
“İktidardan yanaysanız ne yaparsanız yapın asla rezil
olmazsınız.” Elbette yapılan şeylerden pek çok kişi
rezil oluyor ama aldırmıyorlar. İktidarı elinde
tutunca aldırmamak bir çare oluyor elbette. Herkes
rezil olduğunuzu görse ve söylese bile siz
aldırmayınca sanki bir şey
olmuyormuş gibi geliyor herhalde.
İşte Melih Gökçek de dün rezil
olduğu halde hiç aldırmaz bir tavır
içinde adeta bir kahraman gibiydi. Sanki genel
başkanının talimatıyla istifa etmiyor da yeniden
seçim zaferi kazanmış bir başkan edasıyla
konuşuyordu. 1994’ten bu yana Ankara’ya yaptığı
hizmetleri anlattı tek tek. Köprüleri, kavşakları,
parkları saydı. Partisine nasıl sadakatle hizmet
ettiğini anlattı. Üç cümlede bir Recep Tayyip
Erdoğan’ı övgüye boğdu.
Sonunda da “Genel Başkanım istediği için istifa
ediyorum” dedi. Ancak nedense genel başkanın istifasını
isterken neyi öne sürdüğünü söylemedi. Sadece
“dava”dan söz etti. Bu davaya
bağlı olduğunu anlattı. Bu dava gereği genel
başkanın emir verdiğini emirin
demiri keseceğini söyledi. İyi de bu emir
neden verilmişti. İşte o yok.
AKP’deki istifalar artık komedi
halini aldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir
Topbaş belki de ilk kurban olduğu için
şov yapamadan çekip gitti.
Sessizliğe büründü. Gökçek dün
komedi bir şovla gözyaşları içinde ve AKP’lilerin
ayakta çılgınca alkışlaması eşliğinde
buruşturulup kenara atıldığını ilan etti. Şimdi
sırada Bursa ve Balıkesir
Belediye Başkanları var. Sanıyorum onlar da bu tür komedi
şovlarıyla istifalarını verecekler.
Lafa gelince hepsi demokrat. Hepsi
hukukun üstünlüğüne inanıyor hepsi
özgürlük ve bağımsızlık düşkünü.
Ancak bütün bunlar ancak genel başkanın
talimatları çerçevesinde geçerli. Onca yıl çok
başarılı hizmet ettiğini anlatan bir başkan
gerekçesi bile belli olmayan emirle çekilip
gidiyor. Sonra da ancak komedi programlarında
olacak şekilde “Hakkımda dosyalar olduğu. Bunlardan
korktuğum söyleniyor” diyebiliyor. Yüzü nasıl
kızarmıyor anlamak mümkün değil. O dosyalar yoksa
neden emir veren “çekilmezlerse neticesi
çok ağır olur” diyor, diyebiliyor.
Geçen gün yazdığımı tekrar yazayım. Bu
emirle istifa edenler nasıl adamlar ki,
“Bizim ne suçumuz var, ne eksiğimizi gördünüz, nerede hata
yaptık” bile demeden çekip gidiyorlar. Hiç
korkmuyorlar ama en küçük bir
kırgınlık bile gösteremiyorlar. Hepsini anlıyorum
da bunlar yarın torunlarına ne diyecekler, onların
yüzüne nasıl bakacaklar? Herkes konuşmasa bile
bilmiyor mu olup bitenleri?
KOMİK