Konu özetle şu; Erdoğan, cumhurbaşkanı adayı olmak için
gereken evrakı tamamlarken, ‘aslı gibidir’ ibareli noter tasdikli
diploma fotokopisini de YSK’ya verdi. Ancak daha sonra anlaşıldı
ki, Erdoğan’ın ‘aslı gibidir’ onayını aldığı diploma, aslında
diploma değil fotokopiymiş. Yasalara göre noter, tasdik edeceği
belgenin aslını görmek zorunda. Görecek ki fotokopisinin üzerine
‘aslı gibi’ yazacak. Ancak İstanbul 15’inci Noterliği Başkatibi
bunu yapmamış.
Türkiye Noterler Birliği, dönemin
Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın üniversite diplomasının fotokopisini,
“Dairemizce onaylanması istenilen işbu fotokopinin ilgilisi
tarafından gösterilen ve iade edilen aslına uygun olduğu ve örnek
verildiğini onaylarım!” şeklinde tasdik eden noter katibi
hakkında soruşturma açmayan İstanbul 15. Noteri Nejla
Akgün’e uyarma cezası vermiş.
Karar, Ahmet Davran adlı vatandaşın açtığı dava
sonucu alındı ve bu sayede tekrar medyanın
gündemine geldi.
Başından bu yana Erdoğan’ın diploma konusunda neden bu
kadar direttiğini anlamıyorum.
Sonuçta konu Erdoğan’ın diplomalı olup olmaması
değil.
Daha doğrusu kimse Erdoğan’ı diploma ile
değerlendirmeye çalışmıyor.
Ancak cumhurbaşkanı adayı olabilmek için “üniversite
diploması” gerekiyor.
Yıllar önce Erdoğan’ın üniversite diploması
olmadığı iddiaları ortaya atıldı.
Erdoğan bunlara cevap bile vermedi.