ANALİZ
Bir bayram sabahı bu yazıyı yazmak bile insanı
daraltıyor inanın.
Ancak seçime bir hafta kala, iktidarın giderek
puan ve prestij kaybettiğinin görüldüğü bir
ortamda Suruç’ta yaşananlar
insanın tüylerini diken diken ediyor.
Bunlar iktidarın, yandaşlarının
ve bir kısım medyanın gözünün artık ne kadar
karardığını, insanları birbirine düşman etmek ve
bundan da kendine pay çıkarmak için ne kadar
alçaldıklarının ibret verici bir örneği
çünkü Suruç olayları.
Şanlıurfa’nın Suruç İlçesi’nde dün AKP’liler
“esnaf ziyareti” yapmak üzere ilçeyi
dolaşmaya başlıyorlar.
AKP’li grup, sahiplerinin HDP’li oldukları bilinen
bir dükkana giriyorlar.
Burada bir ağız dalaşı yaşanıyor, ufak bir
arbede çıkıyor, bunun sonunda Esat
Şenyaşar adlı HDP’li vatandaş
bıçakla yaralanıyor.
Ondan sonra olaylar birden büyüyor.
AKP’li grubun içinde bulunan AKP
Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil
Yıldız’ın kardeşi Mehmet Ali Yıldız’ın
yanındaki korumalar tabancalarını ve
otomatik silahlarını çıkarıyorlar.
Ardından bir savaşı andırır gibi ortalığı
silah sesleri kaplıyor. (Bunun nasıl bir şey
olduğunu hayal edemeyenler olayla ilgili görüntüleri izleyerek
otomatik silahlardan çıktığı anlaşılan silah seslerini
dinleyebilir)
Olay yerinde Mehmet Yıldız ve bir kişi
can veriyor. İkisi ağır yaralı 11
kişi hastaneye kaldırılıyor.
Ardından AKP’li grup hastaneyi
basıyor ve HDP’li iki kişi de
burada öldürülüyor.
Olayın iktidar kanadında ve medyada yansıması ise
gerçekten korkunç.
Çünkü neredeyse bütün medya olayı “HDP’lilerin AKP’lilere
saldırısı” olarak duyuruyor.
Hükümet anında açıklama yapıyor.
İçişleri Bakanı Soylu “Bunun için önceden plan
yapıldığını” bile söylüyor.
Sarayın sözcüsü sadece “bir
kişiye” yani ölen AKP’liye baş sağlığı
dileyerek “bunun hesabının sorulacağını”
bildiriyor.
Bayram sabahı ise AKP’nin cumhurbaşkanı
adayı Erdoğan tüm televizyonların canlı
yayınladığı bayram namazı çıkışı konuşmasında
“Ne yaparlarsa yapsınlar şunu bilsinler ki biz bu işin
peşini, bırakmayacağız. Ne Gabar’da ne Cudi de ne Bestler
Dereler’de bırakacağız, tek terörist kalmayana kadar üzerine
gideceğiz” diyerek olayın tek failinin
PKK olduğunu ileri sürdü.
Bunlar geçekten korkunç gelişmelerdir. Seçim
tartışmaları, kavgaları hatta çatışmaları ilk kez
görülen bir şey değil.
Burada önemli olan medyanın bu kadar sefil duruma
düşmesidir.
Olayın üzerinden 24 saatten fazla geçtiği halde
nedense hiçbir medya organı olayın nasıl
yaşandığını açıklıkla anlatmıyor.
Ölen 4 kişiden üçünün HDP’li
olmasına rağmen ısrarla “AKP saldırıya uğradı”
başlıkları atılmaya devam ediliyor.
Ölen 4 kişiden 2’sinin hastaneye yapılan
baskınla öldüğü özenli biçimde
saklanıyor.
Bir dükkan içinde başlayan ağız dalaşı sonunda
AKP’li bir milletvekilinin
korumalığını yapanların (muhtemelen polis)
otomatik silahlarla ateş açması da söz konusu
edilmiyor.
Seçim çalışması yapanların niçin bellerinde
silahla dolaştığı da sorgulanmıyor.
Bu sefil medyanın da 24 Haziran günü
sonunun gelmesi gerekiyor.
Sırf bir kişinin tek adamlığının sürdürülmesi için
hepsinin boynunu bu kadar
eğmesinin utancını bir gün mutlaka
yaşamalılar.
AKP adayı Erdoğan’ın mahalle temsilcilerine
“7 Haziran’ı bir daha yaşayamayız” demesinin hemen
ardından patlayan Suruç olayını çok iyi
değerlendirmek gerekiyor.
AKP’nin 7 Haziran yenilgisinden sonra
terör dalgası esmiş halkı 1
Kasım’da yeniden AKP’ye iten ilk olay Suruç’ta
yaşanmıştı.
Bu kez böyle olmayacak.
HOŞUMA GİDEN ŞEYLER