CANIMI SIKAN ŞEYLER
Yıllar önce çekilen Geceyarısı Ekspresi filmi
Türk milletini derinden yaralamıştı. Amerikalı filmciler bir
uyuşturucu kaçakçısının hayatından esinlenerek
Türkiye aleyhine çevirmişlerdi bu filmi. Ne yazık
ki Türkiye bu filmin etkisinden yıllarca
kurtulamadı. Onca yıl dünya kamuoyunun aklına
Türkiye denilince Geceyarısı
Ekspresi geldi. Bu film genel olarak Türkiye’yi
çok kötü gösteren bir filmdi. Şimdi
Geceyarısı Ekspresi’nin yerini başka bir film
aldı. Şu sıralar Amerika’da ve dünyada büyük
ilgiyle izlenen bir dizi var. Designeted
Surviver adlı bu dizi Beyaz Saray’da
geçiyor. Amerika içinde iktidarı ele geçirmek isteyen bir grup
başta Başkan olmak üzere bütün
senato ve kongre
üyeleri birlikte toplantıdayken Capitol
Hill’i yani Amerikan parlamentosunu havaya uçururlar.
Herkes ölür. O güne kadar hiçbir zaman gerek
duyulmamış olan “Varis başkan” sistemi devreye
girer. Varis başkan başkanlık yapma hakkı
kimseye kalmadığında göreve gelecek kişidir.
Kirkman gözden çıkarılmış Tarım
bakanıdır, düşük profili nedeniyle
darbeci grubun tezgâhı ile Varis
Başkan tayin edilmiştir. İlgili herkes ölünce
Kirkman başkan olur. İlk başlarda hiçbir siyasi
deneyimi olmayan ve yetenekleri de bilinmeyen
Kirkman aşırı namuslu, demokrasi
ve hukuka sonuna kadar bağlı
şeffaflıktan yana biridir. Kısa zamanda
Beyaz Saray’a uyum sağlar. Politikaları,
namuslu ve samimi davranışları
halkın büyük sempatisini kazanır.
Kirkman giderek başkanlığı hak
eden biri haline gelir. Karşımızda Amerika’nın gelmiş
geçmiş en dürüst, namuslu, şeffaf, demokrat ve
vicdanlı başkanı vardır artık.
Dizi özetle bir Amerikan başkanının yaşadığı
iç ve dış sorunları, çetrefilli
durumlardan nasıl çıktığını anlatıyor. Dizinin ikinci sezon
7’nci bölümünde Türkiye ve
Türkiye Cumhurbaşkanı konu alınıyor. Bu bölümü
izlediğimde gözlerime inanamadım. Türkiye’ye karşı pek çok film
gördüm ama bu kadar aşağılandığımıza hiç tanık
olmadım. Belli ki Amerikalı sinemacılar Türkiye’ye
artık böyle bakıyorlar. Şimdi diziden bazı
sahnelerde geçen konuşmaları hiç bozmadan aynen size sunayım,
kararınızı verin;
Yer Oval Ofis. Başkan danışmanlarıyla; NATO toplantısı için
Amerika’ya gelen Türkiye Cumhurbaşkanı Fatih
Turan’ı konuşmaktadır.
DANIŞMAN; Haberlere göre Turan üslerimizin
kirasını artırmak istiyor.
ÖZEL KALEM; Paraya niye ihtiyacı olduğu belli.
Seçime 6 ay var savaş kasası hazırlıyor.
DANIŞMAN; Satın alacağı bir sürü oy var.
BAŞKAN; Bizim paramızla olmaz artık. O üsler için
yılda 6 milyar veriyoruz. Yeterli.
DANIŞMAN; Ben vermenizi öneririm. O
havaalanlarının NATO için stratejik değeri çok yüksek. Nükleer
silah tutuyoruz orada. Orası olmazsa Rusya Ortadoğu’da istediği
gibi cirit atar.
ÖZEL KALEM; Ortak basın toplantısında iyi
konuşmanız gerek. Dünyaya Amerika Türkiye ittifakının önemini
göstermelisiniz.
BAŞKAN; Şerefsize oksijen vereyim yani.
DANIŞMAN; Sözün özü evet
Sahne; Beyaz Saray bahçesi. Türkiye Cumhurbaşkanı Fatih
Turan’la Amerikan Başkanı Kirkman ortak
basın toplantısı yapıyor.
BAŞKAN; Amerika ve Türkiye’nin ortak değerlerimize
karşılıklı saygı ve anlayışa dayanan süregelen bir dostluğu ve
ortaklığı vardır.
TURAN; Sadece geçtiğimiz senede iki taraflı
ticaret hacmi 17 milyarın üzerinde. Bölgeyi koruyan kuvvetli bir
stratejik ittifak.
BAŞKAN; Hava kuvvetleri üslerine odaklı bir
stratejik ortaklık ki uzun vadeli kiralarını da tekrar konuşmaya
açığız.
TURAN; Ülkelerimiz arasındaki bağı korumak
niyetindeyiz. Bu yüzden Amerika’nın Türk halkının düşmanı Şahin’e
yataklık etmeye devam etmesi beni rahatsız ediyor. Bay Şahin
hükümetime karşı başarısız bir darbe girişiminde bulundu. Ve buraya
sığındı.
BAŞKAN; Cumhurbaşkanı Turan’la bu konuda hem fikir
değiliz. Şahin Georgetown’da misafir öğretim üyesidir.
Kanunlarımıza uymaktadır ve istediği kadar kalabilir. Çan eğrisi
kullandığı sürece.
TURAN; Bir teröriste sığınak sağlamaya devam
edeceksiniz yani.
Basın danışmanı müdahale eder ve herkesi fotoğraf
çekimi için içeri davet eder.
Hemen ardından gelen sahnede başkan ve
danışmanları Oval Ofis’te Cumhurbaşkanı
Fatih Turan’la konuşmaktadır;
BAŞKAN; Cumhurbaşkanı alınmayın ama bu da ne
böyle?
TURAN; Anlamı oldukça açıktı bence.
BAŞKAN; Bir diplomasi dersine ihtiyacınız
olabilir. Hazırlanmış konuşmaların amacı birbirimizi
utandırmamaktadır.
TURAN; Ben utanmıyorum, siz utanmalısınız.
Devletimizin düşmanı buraya iltica etti
BAŞKAN; İltica falan etmedi.
TURAN; O zaman Şahin’i iade edin adaletle
yüzleşsin.
BAŞKAN; Bunun yasal bir tabanı yok, bir suç
işlemedi.
TURAN; Burada işlemedi. Bizim ülkemizde bir katil.
Darbe girişiminde 97 sivil hayatını kaybetti.
BAŞKAN; Bizim istihbaratımıza göre darbe
girişimini Türk ordusu yapmış. Bay Şahin’in payı yok.
TURAN; İstihbaratınız yanlış. Türkiye’nin
içişlerine karışma dürtünüz de.
BAŞKAN; Tam aksine, iade etseydik karışmış
olurduk.
TURAN; Acaba Türkiye Patric Lloyd’a kucak açsa
ayni şekilde hisseder miydiniz? (Patric Lloyd Capitol Hill’i
bombalayan kişi)
Sahne Oval Ofis. Başkan NATO Genel Sekreteri ile
konuşuyor. Başkan Turan’ın NATO toplantısında
“Türkiye bu durumda NATO’dan çıkacak” açıklamasını
yapmıştır. Amerikan başkanı Turan’ın blöf
yaptığını söylerken genel sekreter blöf olmadığını
resmi evrakın ellerine geldiğini söylüyor.
BAŞKAN; Demokratik bünyemize ne kadar diktatörlük
yapabileceğini görmek istiyor. Onu şimdi hizaya sokmazsak çıta
yükselir ve bunu geri alamayız. Endişeni anlıyorum. Türkiye’de
üssümüz olmazsa Ortadoğu’yu Rusya’nın hâkimiyetine bırakacağımıza
inanıyorsun. Ne yapmalıyım o zaman?
GENEL SEKRETER; Cevabı biliyorsunuz
BAŞKAN; Nuri Şahin’i Türkiye’ye iade edersem
mahkemeye falan çıkmaz, kurşuna dizerler.
GENEL SEKRETER; Tek bir adam
BAŞKAN; Ülkem tek bir adamın bile önemli olduğuna,
fark yaratabileceğine inanır.
GENEL SEKRETER; Tek bir Amerikalı olsa belki, ama
Şahin bir Türk. 29 ülke NATO’yu tek vücut tutmanız için size
güveniyor. Dünya size güveniyor.