Muhalefeti oy çalmakla suçluyor.
İş dünyasına, sanatçılara, akademisyenlere ateş
püskürüyor.
Bütün sıkıntı İstanbul’u kaybetmiş
olmalarından kaynaklanıyor elbette.
Gerçi YSK marifetiyle şimdilik işi biraz uzattılar
ve İstanbul Belediye Başkanlığı binasını henüz ellerinde tutuyorlar
ama 23 Haziran’dan belli ki kendileri de çok
umutlu değil.
23 Haziran’a kadar, İBB’de “kozmik oda
muamelesi yapılan” bilgisayarlar temizlendi
temizlendi yoksa yandı gülüm keten helva durumu
yaşanabilir.
Cumhurbaşkanı en son TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı
Tuncay Özilhan’a öfke saçtı.
“Sen” dedi “Dolarına, Euro’na güvenme.
Bize karşı çıkmanın hesabını çok fena sorarım.”
Ardından Tuncay Özilhan’la bir hafta önce özel görüşme
yaptığını söyledi ve “Anlatayım mı orada neler
söylediğini?” dedi.
En sonunda da “Neredeeen nereye… 2002’de neydin şimdi ne
oldun, bunu da anlatırım” diye tuhaf bir şey söyledi.
Ama bence çok doğru bir noktaya temas etti
Cumhurbaşkanı.
Elbette Tuncay Özilhan 2002’de nerede olduğunu
şimdi ne durumda olduğunu kamuoyuna açıklamalı.
Ama Özilhan’la yetmez.
Herkes katılmalı bu kervana.