KAFAMI BOZAN ŞEYLER
Afrin’den gelen şehitler haberi hepimizin yüreğini dağladı bir anda. Gecenin geç saatlerinde öğrenildiği için gazetelerin son baskılarına yetişebildi bu acı haber. Ancak yandaş medyanın önemli bölümü bu haberi sayfalarının alt taraflarında hatta pek dikkat çekmeyecek biçimde yayınlamayı tercih etti. Sanıyorum günlerdir sürdürülen “destan edebiyatına” pek uygun görülmemişti bu haber. Ancak en acıklısı yandaş medyanın en iri gazetesi Sabah’ın düştüğü durumdu. Bu gazeteye dün biçilen görev “en ileri düzeyde yalakalık” göreviydi herhalde. Çünkü 9 sütun üzerine atılan başlık şöyleydi; “Başkomutana selam Afrin’e devam” Allahaşkına söyler misiniz, ne demektir bu? Kim söylüyor bu sözleri? Haberden anlaşıldığı kadarıyla Afrin’e gönderilen Jandarma ve Polis Özel Harekat timlerinin elemanları söylemişler bu sözleri. Böyle bir göreve gidenlerin bu cümleyi sarf edeceğine asla inanmıyorum. Ama gazeteye yön verenler belli ki sarayı mutlu edebilmek için asker ve polislerin böyle konuşmasını uygun görmüşler. Bu ne ayıp, bu ne mantıksız, bu ne tuhaf bir tutumdur böyle? Afrin’de ya da başka bir yerde canlarını ortaya koyanlar bunu bu milletin güvenliği ve bekası için mi yoksa sarayda oturan AKP Genel Başkanı için mi yapıyorlar? Başlık bu savaşın sanki Erdoğan için verildiği izlenimi taşıyor.
Terörün inine girenler niçin “başkomutana” selam söylesinler? Selam söylenecekse bu birimlerin başındaki müdüre söylenir, haydi ille de siyasi bir muhatap da arıyorsanız İçişleri Bakanı’nı anabilirsiniz. Gerçi Sabah’ın düştüğü cılkı durum bu başlıktan değil. O başlık gündüz atılmış. Belli ki pek de beğenilmiş. Ancak gece yarısı Afrin’den o kahredici haber gelmiş. Anladığım kadarıyla gazetenin müdürleri o saatte bu başlıkların atılması talimatını veren merkeze ulaşamamışlar. İçlerinde gazeteci olan varsa “böyle bir olaydan sonra gazetenin manşetinin böyle olması yanlıştır” diyen olmuştur mutlaka ama kim cesaret edip ve bu başlığı değiştirecek ki? Nitekim değiştirememişler işte. Ve Sabah 8 şehit verdiğimiz günün sabahında üzerinde kara bir leke olarak uzun yıllar kalacak bir başlıkla piyasaya çıkmış. Kurucularından olduğum ve 16 yıl haftalık izin bile yapmadan çalıştığım, sıfırdan bir milyonluk satışa taşınmasında payım olan bir gazetenin bugün düştüğü bu zavallı hali görmek beni gerçekten çok yaralıyor. Bu gazeteyi bu hale getirenlerin iki yakasına yapışmak istiyorum.