DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER
İkisi gazeteci.
İkisi de kadın.
İkisi de Hürriyet Gazetesi’nde çalışıyor.
Biri Washington temsilcisi.
Diğeri Ankara temsilcisi.
İkisi de farklı tarihlerde aynı konuyu
yazıyorlar.
Biri bu yılın 3 Ağustos’unda yazıyor o yazıyı.
Diğeri 3 Kasım’da kaleme alıyor aynı konuyu.
3 Ağustos’ta yayımlanan yazı “tepeden gelen
emirle” hemen kaldırılıyor.
Tam üç ay sonra aynı gün yazılan
diğer yazı ise okurlara iftiharla sunuluyor.
Merak edenlere konuyu biraz daha açayım.
“Papaz krizi” yaşadığımız günlerde gerçek
ve bağımsız gazeteciler iktidarın Amerika ile
çirkin pazarlıklar yaptığını anlatmaya
çalışıyordu.
Papazı Amerika’ya göndermek için “Halk
Bankası olayının artık kapatılması” talep ediliyordu.
Bu pazarlık doğru düzgün medyada yer alırken
yandaş medya “Erdoğan’ın Amerika’ya fırça attığını, Trump’ı
dize getirmek üzere olduğunu” ileri sürüyordu.
Ancak 3 Ağustos’ta ne olduysa oldu
Hürriyet’in Washington Temsilcisi Cansu
Çamlıbel’in yazısı dikkatten kaçıverdi.
Çamlıbel’in yazısında Erdoğan’ın
Trump’tan Halk Bankası olayını artık
kapatmasını istediği açıkça dile
getiriliyordu.
Saray bu bilginin yayınlanmasından çok
rahatsız olmuştu.
Basılı gazete için bir şey yapılamadı ama
Çamlıbel’in yazısı internet sitesinden
apar topar kaldırıldı.
Aradan üç ay geçti. Türkiye kamuoyunun bildiğinin
aksine Amerika’nın önünde boyun
eğdi, istekler yerine getirildi.
Elbette bizim de “ricalarımız” olacaktı.
Fetullah Gülen ve çetesinin
iadesi değildi bu rica, Halk
Bankası olayının artık kapatılmasıydı.
Amerika alacağını aldığı için bu
ricayı bu kez geri çevirmedi.
Erdoğan da bunu “Milletime müjde” diyerek Amerikan
gazetesine makale olarak yazdı.
Hürriyet’in Ankara temsilcisi de artık iznin çıktığını görerek 3 ay
önce Washington temsilcisinin imzasıyla yazılan
yazıyı yazdı.
Herhalde Hande Fırat 3 ay önce de gerçeği
biliyordu.
Ama yazılması için henüz yüksek yerlerden gereken
izinler verilmemişti.
Yeni Türkiye böyle bir yer artık.
ŞAŞIRDIM