Sırf partisi, lideri istedi diye kazanamayacağını bile bile aday oldu. Kaybetti.
Partide Davutoğlu krizi çıktı. Davutoğlu istifa etti. Geldi, başbakan oldu. Sistem değişti. Başbakanlığı elleriyle kapattı.
Tam bir bağlılıkla partisine, liderine tabi oldu. Devlet protokolünün en tepesindeki TBMM başkanlığına seçildi.
Dediler ki “İstanbul büyükşehir belediye başkanlığına aday olacaksın.” Sırf partisinin ihtiyacı var, lideri istedi diye Meclis başkanlığını bıraktı, aday oldu. Kazandı, kaybetti, mühim değil.
Hani sürekli dillerden düşmeyen “dava adamı” diye bir laf var ya öyle biri varsa o Binali Yıldırım’dır kardeşim. AK Partili dostlar kıymetini bilsin. Bu devirde böyle bir adanmışlık -hele ki siyasette- zor bulunur.