İran’ın Irak’taki Amerikan hedeflerini vurmasının ardından süreç iyiden iyiye bir savaşa doğru ilerliyor. Aslına bakarsanız ne İrancı ne de Amerikancıyım. İkisi de bu coğrafyada ölen milyonlarca insanın kanını elinde taşıyor.
Amerika bölgedeki tüm terör örgütlerinin kurucusu, destekçisi de İran değil mi? Al birini vur ötekine! O yüzden biz bu savaşın hiçbir şekilde tarafı değiliz, olamayız da. Bizi ilgilendiren kendi ülkemizin çıkarlarıdır, böylesine kirli bir savaşa Türkiye’nin bulaştırılmasına izin vermemektir.
Bugünün dünya düzeninde Amerika’ya İran için arkamızı dönmek de yanlış en büyük enerji sağlayıcılarımızdan komşumuz İran’a Amerika ile müttefikiz diye tavır almak da… Bizim için aslolan Türkiye’nin çıkarlarıdır.
ABD İRAN’A GİRER Mİ?
İran-ABD çatışmasının sıcak bir savaşa dönme ihtimali tartışılıyor. Savaş demek para demek. Zaten ciddi bir yoksullukla mücadele eden, sokakta bunun yansımalarıyla uğraşan İran’ın böyle bir savaşa girecek parası da isteği de olduğunu sanmam. Irak’ta boyunun ölçüsünü fazlasıyla alan Amerika’nın Ortadoğu’nun herhangi bir yerinde bir daha benzer bir işe kalkışma ihtimali de çok akla yatkın değil.
Kaldı ki İran ne bir Irak ne de bir Suriye! Bu coğrafyada İran, Mısır ve Türkiye devlet gelenekleri ve kökeni olan üç farklı ülkedir. Bunları diğerlerine benzetemezsin. Hal böyleyken Amerika böyle bir delilik yapar mı, sanmam. Konuştuğum tüm uzmanlar ABD-İran çatışmasının füzeleşme, suikastler frekansından bir adım ilerlemeyeceğinde hem fikir. Öyle mi olacak, göreceğiz.