Henry Kissenger diplomaside referans eserlerinden biri olarak bilinen “Diplomasi” adlı kitabında der ki birileri masadan zafer ya da hezimet duygusuyla kalkıyorsa bilin ki o masada bir anlaşma ve en nihayetinde diplomatik açıdan bir kazanan yoktur.
Diplomaside böyle keskin, sert ifadelere yer yoktur. Diplomatik başarı tek taraflı değil, herkesin bir şekilde kazandığı bir masa yaratmaktır. Hayatı futbol taraftarı kafasıyla yaşayan, her hadiseyi maç seyreder gibi takip eden bir millet olarak bize çok uygun bir ruh hali değil bu tabii!
Suriye operasyonu sonrası ABD'yle yaşadığımız sürece bir baksanıza! Kimine göre rezil olduk kimine göre büyük bir zafer kazandık. Peki gerçek hangisi? Her zamanki gibi hiçbiri! Durum şu: İstediğimizi kısmen aldık bu arada tabii ki taviz de verdik.
Bütün bu gürültüye kulağınızı tıkayıp kafa yormamız gereken konu Suriye’de bundan sonra nasıl bir pozisyon alacağımız. Esad’la barışacak mıyız? ABD ve Rusya'yla müttefik olan YPG’yi ne yapacağız? 4 milyon Suriyeli ne olacak?
ABD'yle anlaşınca konu kapanmış olmuyor!
Suriye'de hakim güç artık Rusya! Ve şunu çok iyi biliyoruz ki Rusya Suriye iç savaşının başından beri Esad’ın arkasındaki en büyük destekçiydi.