Arap yarımadasında düzen şöyle işler: Petrolden,
doğalgazdan gelen para bir şekilde Amerikan ve İngiliz ekonomisine
aktarılır. Amerika ve İngiltere bunun karşılığında bölgeyi yöneten
çapsız emirlerin, şeyhlerin koltuklarını korumalarını
sağlar.
Düzen budur.
★
Arap yarımadasında tek kural vardır: “Kuralları Amerika
koyar. Herkes bu kurallara uyar. Uymayan gider.”
Arap Baharı’nın bölgedeki kabileleri bile vururken bir tek
Suudi Arabistan’ı pas geçmesi bunun en bilinen
örneğidir.
★
Katar ve diğer Arap ülkeleri arasında şu sıralar yaşanan
gerilimin sebebini anlamak için önce Arap yarımadasındaki bu raconu
bilmek şarttır.
Neredeyse tamamı Amerikan ya da İngiliz sömürgesi haline
gelmiş Arap yönetimleri için yeni dönemin kuralı şöyle kondu:
“İran, İhvan (Müslüman Kardeşler), Hamas düşmanınız.”
Katar ne yaptı?
İran’la temas kurdu. İhvan’ın Hamas’ın kendi ülkesinde
örgütlenmesine izin verdi.
Büyük kısmı Amerika ve İngiltere olmak üzere tüm dünyadaki
yatırımı 350 milyar doları bulan Katar’ın bu salvolarına bir süre
görmezden gelinebilirdi.
Ta ki bir başka 350 milyar dolarlık anlaşma imzalanana
kadar!
Nitekim tam da öyle oldu. Trump’ın Riyad ziyareti sırasında
Amerika ve Suudi Arabistan arasında 350 milyar dolarlık anlaşma
imzalandı. Ve bu anlaşmadan tam 24 saat sonra Katar krizi
patladı.