Adana Havaalanı yolcu salonunda uçağa alınmayı bekliyorum. Tam karşıda Toros Dağları görülüyor upuzun ve yüceden yüce. Belli bir yükseltiden sonrası apak... Bir Tanrı otağını seyreder gibiyim; öylesine görkemli, büyüleyici, esin veren...Adana Havaalanı hep böyle yüce duygular vermedi ama... Tuvaletleri çok pis, bu durumun yorumunu ve gereğini, ilgili ve yetkililerimize bırakırım.Adana Havaalanına gelirken bir dolmuşa bindim, olağan güzergâhı kesmişler polisler, dolmuşçu dar sokaklara girdi. Birden bürüklü çarşafla kadınlar, maşlahlı erkekler ve o garip Pazar görüntüleri çıkıverdi karşımıza, minibüs güçlükle yol alıyor, üstelik zemin de çakır çukur. Şoför dayanamadı kükredi:-Laan, yolumuzu bile kesiyonuz, sizi bu memlekete sohanın...Şoförün yanında oturan arkadaş AKP'li ki birden uyardı, tabii işi başka yöne çekerek:-Kardeşim yavaş sür, kasislere gire çıka içimizi dışımıza çıkardın.Şoför ona da patladı:-Bana ne diyon, ben mi içini dışına çıhardım? Gardaşım aha 153, telefonu de veriyoh, ara belediyeyi derdini onlara yan.Yok onlara yanmaz, gariban şoförle tartışır...Neyse ben bir gece öncesine döneyim, o ki tersten başladım.