Tutun bütün kapıları, yönlendirin onları gönül kapıma doğru. Pasaport yok bugün, vize yok, gümrük sıfır, hepsini alacağım içeri, "Gel gönül gidelim aşk illerine" türküsü ve de uygun adımla, bu türkünün dediği yere yollayacağım onları. Gönlümden geçen bu...
Cennetin Kütüphanesi kitabımda böyle demişim ya, aşk illerinin neresi olduğuna değgin bir şeyler dememişim.
Şimdi demek gerek artık.
Aşk illeri... Aşksal anılarımızın bulunduğu yerler yad'a düşer öncelikle. Dillere destan, ölümsüz aşkların yaşandığı iller de simgesel olarak aşk illeridirler. Başlangıç noktası oralar olur genellikle.
Ya sevgilimizin olduğu yer? Elbette, hiç kuşkusuz...
Haa bir de adı gerçekten aşkla anılan yerler var. Türk şehirleri... Uşak ilimizin adı "uşşak"dan geliyor, bir "ş" zamanla düşmüş. Uşşak'sa "âşıklar" demek. Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde; "Şehr-i Uşşak'ın (Âşıklar Şehri'nin) bağ ve bahçelerinin, havası ve suyunun güzelliğinden dolayı 'âşık ve maşûk'u' (seven ve sevileni) çoktur. Bu şehirde iki gün kalan, üçüncü gün âşık olur" demektedir. Dünyada bu ün ve adla anılan başka şehir, ben bir de Aşkabad'ı biliyorum, Aşkabad da "Aşk Şehri" demek, o da bir Türk şehri.
E ama bugün bu iki şehir gerçekten adlarının bu anlamlarını hak ediyorlar mı? Bu tartışma götürür. Biz oralarda kalmayalım en iyisi, aramak için aşk illerini, düşelim gene yollara.