"Kostak" sanırlardı onu nice dar ufuklular, nice parti körleri, "Boşa kostaklanma kostak değilsin" diyenlere, demeye getirenlere, hatta diyecek olanlara açarlardı bayramlık ağızlarını.
O kostak sanılan yararlanırdı bu durumdan; korkaklığını, kofluğunu örtsün diye iyice sertleşir, iyice hoşgörü özürlü olur, daha sert tondan ve yüksek perdeden "Alayına!" diyerek kostaklanma gösterilerine başlardı.
Aksesuar da kullanırdı şark kurnazlığı yöntemleriyle. Sözgelimi ip... Hani şimdi İYİ'ye "İp" diyor ya, o ne iplere sarılmış, ne iplerden atlamıştı. Bir Abdullah'ı o ipten almış, bir başka Abdullah'a ip uzatıp en yukarılara çekmişti. Ve sonra gazaba gelip Abdullah'ın ağasına fırlatmıştı o ipi.