Dolar fırladı, kâğıt fiyatları da onunla birlikte fırladı. Neden? Çünkü SEKA kapatıldı, fabrikalar satıldı, kitap kâğıdında yüzde 97 oranında dışa bağımlı olduk.
Kâğıdın öyküsü derindir, ilginçtir bu ülkede. Ben yaşadığım şehir olan Kocaeli'de kâğıdın destanını yazan Mehmet Ali Kâğıtçı'nın destanını yazmışımdır. "Dillere Destanlar" ve "Atatürk Ekonomisi ve Beş Destan Adam" adlı kitaplarıma da almışımdır. O destandan bazı bölümler sunarsam konu daha bir aydınlanacak, anlaşılacak.
"Sovyet Elçisine diyor ki Mustafa Kemal Paşa/"Barutsuz da savaş olmaz, kâğıtsız da/Bizde barut kıt/Kâğıt/Yokların en başında./Önce kâğıt vermelisiniz bize/Silah ve cephane ondan sonra."
Ah Osmanlı ah!/İstanbul'u fethettiğinde/Yaptığın ilk işlerden biri/Kâğıthâne kurmaktı öyle değil mi?/Kâğıda hâne kurmak.../Ay da doğar böyle hânelere, güneş de/Ve nur içindedir böyle hâneler.
Ama sonra bütün bilimlik işler/Avrupa'ya âyan, sana karanlık/Keçeye kılıç çaldın yüzyıllarca
Kendinden emin/Kapitülasyonlar verdin/Teknolojik gelişmelere karşı direndin/Yerli üretimin yerinde yeller eser oldu/Ve işte böyle böyle/Kâğıtta da dışa bağımlı oldun.