Ömür kitabının kimi sayfalarını insan yırtıp atmak ister, elinden gelse…
Sözgelimi çocukluğunu, gençliğini özler çoğu, ben o günleri öyle çok hayırla, özlemle yad etmem, anımsamak bile istemem çoğu yaşadıklarımı.
İlk ve ortaokulda ezilmişimdir benden yaşça büyüklerle okumak zorunda kaldığım için. O yıllarda köy ve kasaba çocukları nüfusa geç kaydediliyorlardı, okula da geç başlıyorlardı, oysa ben ve birkaç memur çocuğu tam yaşında okullu olmuştuk. Zekâm, çalışkanlığım, belleğim güçlü idi, bu da kıskançlık doğuruyordu, kaba kuvvetle geliyorlardı üstüme, çoğu da benden 5-6 yaş büyük olan okul arkadaşlarım.
Ta ki liseye başladım, yavaş yavaş benim de pazularım güçlenmeye başladı, kendimi kanıtlamanın kavgadan başka yolu olmadığını algıladım, işte o zaman arkadaşlarım arasında saygınlığım artmaya başladı. Erkek dediğin, kavga ederdi, rakı ve sigara içerdi… Bütün bunlara yönelince neler kaybettiğimi sonraki yıllarımda acı acı düşünmüş, yazıklanmışımdır.