Cazim Gürbüz Yeniçağ Gazetesi

Tanrı'dan gelir aşk

"Apokrin ter bezleri yüzünden herkesin kendine has bir kokusu vardır. Ve herkeste çeşitli koku almaçları vardır. Eğer senin kokun karşı cinsi etkileyebiliyorsa sana aşık olur. Tabii bu olaylar bilincimiz dışında...

17 Haziran 2017 | 166 okunma

"Apokrin ter bezleri yüzünden herkesin kendine has bir kokusu vardır. Ve herkeste çeşitli koku almaçları vardır. Eğer senin kokun karşı cinsi etkileyebiliyorsa sana aşık olur. Tabii bu olaylar bilincimiz dışında gelişir."Hayır, böyle değildir. Aşk ter bezine bağlanamaz. Tanrı'dan gelir. Birdenbire, apansız gelir. Tanrı'nın vahyi, esini aşktır aslında. Bir sesle çarpılırsınız, bir sözle bağlanırsınız, bir çift çekici, etkileyici, büyüleyici, çağrılı bir bakışa kapılıp gidersiniz gönlünüzün götürdüğü yere. Tanrı, insanlara, yalnızca aşk olarak görünür, belirir, duyumsatır; gönüllere iner, orayı sever ve oraya sığar Ulu Tanrı.Artık bir velvele düşmüştür insanın özüne ve sözüne; duyguları coşa gelir, bozulur mevsim normalleri, öyle esrir ki, yanılsar algıları, özveriler doğar hadsiz hesapsız, düşler kurulur en ileri, en aşırı, en olmaz, en hesapsızından.Evet hesapsızından... Aşk sele'yi sel'e vermektir gerektiğinde. Batar mı sele, çıkar mı, kıyıya mı vurur, parçalanır mı? Bunlar düşünülmez, sele sel'le serüveninden mutlu mudur, ona bakılır.Aşkta hak ve haklı da aranmamalı, aşkın kendisi haktır, haktandır.Bu Tanrısal olağanüstülük, kendini kendine, kendini sevdiğine ve kendini cümle âleme söylemek ister ya, bu iş kutsal bir iştir; düz, yalın, sıradan, bayağı söylemlerle söylenemez. Ya içine kapanacaktır âşık ya da müzik yetişecektir imdadına, edebiyat kâğıt ve kitap uzatacaktır önüne, öteki güzel sanatlarda aşka geleceklerdir gönüllü olarak.Aşkın yalvaçlarını da demiş olmaktayız böylece. Tanrı onlar eliyle tebliğ eder aşkı. Şairdir onlar, bestecidir, yontucu, ressam, öykücü, oyuncu, hatta hattattır.Aşkın tarihsel süreci budur bizce, bu süreçte herkes bir yer, bir işlev, rol, misyon, yazgı, üzgü, mutluluk ya da mutsuzluk bulur kendine.Tanrı'ya "Bana çok aşk ver, aşksız bırakma, aşkla eğit, aşkla yol göster, aşkım karşılık bulsun, bitmesin, yitmesin, artsın eksilmesin" diye yakarılmalı. Bir toplumda böyle yakaranlar çok olursa o toplum yücelir, büyür, sever özünü de özgeyi de...Ya aşk biterse? Aşkı bitmişler, bitmişlerdir. Öylesine yaşarlar; tutkuları, dürtüleri vardır, onlar da aşkın yerini tutmazlar, kaba sabadırlar, doyum sağlamak işlevindedirler ya, doyurdukça acıktırırlar, acıktırdıkça da acımasızlaştırırlar.Aşka dair bayatılar da (hoyrat) yazmışızdır, gelin, onlarla ilan-ı aşk edelim, olur mu?Sev dalıDal gönüldür sev dalıDallar özleyiş olurErmedi mi sevdalı Gülseniz olurGözle gülseniz olurAçık gülsen söz olurGiz giz gülsen iz olur AlbeniBüyüledi albeniGözüne girdim iseGönlüne de al beni Hey a canım!He ya canım...Dilin dönsün, yüzün gülsünSensin benim heyecanım ÇiğdemiSolgun gördüm çiğdemiÇiğdemin demi geçtiŞimdi artık çiğ demi

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Damal'ın Dağı'nda Atatürk mucizesine tanıklık ve Gündeş'te gördüklerim… 09 Temmuz 2019 | 727 Okunma Dağlara sor bir de… 06 Temmuz 2019 | 202 Okunma Benlik, intihar ve kolektif narsisizm çözümlemeleri… 02 Temmuz 2019 | 226 Okunma Makalat ve Tarih-i Taberi'ye göre Adem'in yaratılışı ve coğrafya cehale 29 Haziran 2019 | 864 Okunma Bayburt, davet ve Dedem Korkutça sözümleme… 25 Haziran 2019 | 203 Okunma