ATATÜRK Türkçüdür ve Cumhuriyet sonrasında Türkçülerle yürümüştür. Atatürk'ün reddettiği Türkçülük, Peyami Safa'nın "Osmanlı Türkçülüğü" dediği Türkçülüktür. Şöyle der Peyami Safa "Türk İnkılabına Bakışlar" adlı kitabında: "Artık Osmanlı Türkçülerinin İslamlık, Batılılık, ve Osmanlılık vasıflarını içine alan üçüzlü politikasına da veda etmek zamanı gelmişti. Osmanlı Türkçülüğünü de, Osmanlı Batıcılığını da, kangren olmuş taraflarını kesip atmak şartıyla yaşatmak kabildi. Bu kangren olmuş taraf, her ikisinin de 'Osmanlı' sıfatıdır. Atatürk bu büyük operasyonu yaptı. Artık varlığından eser kalmayan şeriat ve saltanat otoritelerine boyun eğmeyen, bağımsız ve kendi kendine yeterli bir milliyetçilik doğuyordu."
Ve bir şey daha yaptı Atatürk, hocamız Prof. Dr. Orhan Türkdoğan'ın deyimiyle Turan coğrafyasına yaklaşımı, "merkez-kaç" değil, "merkez-çek" oldu. Yani Orta Asya'lara gitmek, oraları fethetmek hülyalarına düşmedi, onun bir pratiğinin olmadığını gördü ve Orta-Asya'yı kültürüyle, tarihiyle Ankara'ya taşıdı.
Ve bütün bunları Türkçülerle birlikte yaptı.
Kimlerle mi? İşte örnekleri:
Türkçülük düşüncesinin doruk isimlerinden biri olan Yusuf Akçura, Türk Ocağı bünyesinde kurduğu gizli bir örgütle Millî Mücadele'ye destek olmuş, sonra da Ankara'ya kaçmıştır. Orada Maarif Vekâleti Te'lif ve Tercüme Heyeti üyeliği ve başkanlığında bulunmuştur.
Ünlü Türkçülerden Hamdullah Suphi... Ankara'da toplanan ilk Büyük Millet Meclisine Antalya Milletvekili olarak katılıp, ilk hükümette de Millî Eğitim Bakanı olmuştur.