Türk denizaltıcılığı köklü tarihi mirasa sahiptir. Bu mirasın
asıl sahibi şüphesiz Cumhuriyet dönemidir. İlk denizaltısını 1887
yılında kullanabilen ve su altında ilk torpido atışını
gerçekleştiren Türk denizaltıcıları, II. Abdülhamit’in korkularının
esiri oldu ve Abdülhamit ve Abdülmecit denizaltıları ne 1897
Osmanlı Yunan savaşı ne de daha sonra yaşanan İtalyan, Balkan ve
Birinci Dünya Savaşlarında kullanıldı. Halbuki Çanakkale Savaşları
sırasında denizaltılarımız olsaydı mağrur İngiliz filosu Saros
Körfezi’ne yaklaşamazdı. Neticede Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyeti
kurana kadar suyun altına uzak kaldık.
DONANMANIN TEMELİ DENİZALTILARIMIZ
1925 yılında kurulan Bahriye Vekaleti’nin ilk işi Hollanda’dan I.
ve II. İnönü denizaltılarını ısmarlamak oldu. Nasıl ki I.İnönü ve
II. İnönü zaferleri Kurtuluş Savaşının ilk iki zaferi ise,
Cumhuriyet Donanmasının da ilk iki denizaltısının isimleri bunlar
olmalı ve ilk iki zaferi çağrıştırmalıydı. Nitekim 30 Ağustos 1927
günü, Rotterdam’daki gemileri ziyaret eden Türkiye’nin Lahey
Maslahatgüzarı Mahmut Esat (Bozkurt) Bey, TCG I.İnönü
denizaltısının şeref defterine şunları yazmıştı: “...Bu
gemi bir ilim ve fen okuludur. Değerli denizcilerimiz, İnönülerde
kazanılan savaşın hatırasını denizlerde de sürdürecekler ve Türk’ün
yıkılmaz azmini denizaltıcılıkta da göstereceklerdir...”
Her iki denizaltı 25 Temmuz 1928 tarihinde Alman Müşavir Amiral
Gagern’in sadece Türk personelle dalma girişimine karşı çıkmasına
rağmen, ilk dalışını Moda açıklarında başarıyla gerçekleştirdi. O
günden sonra denizaltıcılarımız dünyada emsali az görülecek bir
başarı grafiği ile envantere alınan tüm denizaltıları
bü...