Cem Gürdeniz Aydınlık Gazetesi

Preveze Deniz Zaferinin 481. yıldönümünde Yunanistan’ın Mavi Vatan kompleksi

“Türklerin son dönemde artan Mavi Vatan söylemlerine karşılık Yunanistan’ın kendi söylemini ortaya koyması gerekiyor. Bu kapsamda politikacıların sadece slogan değil, gerçek eylemlere girişmesi gerekiyor... Ne...

29 Eylül 2019 | 205 okunma

“Türklerin son dönemde artan Mavi Vatan söylemlerine karşılık Yunanistan’ın kendi söylemini ortaya koyması gerekiyor. Bu kapsamda politikacıların sadece slogan değil, gerçek eylemlere girişmesi gerekiyor... Ne yazık ki Yunan Deniz Kuvvetleri’nde göreve gelen amirallerin tarihi, Yunan Denizcilik geleneğini yaşatamadı. Örneğin Yunan Deniz Kuvvetlerinden Nikos Papas’ın Gemi Komutanı iken Velos muhribi ile İtalya’ya iltica ettiği; Kardak krizinde Genelkurmay Başkanı Oramiral  Hristos Limberis’in beceriksizce Kardak kayalığını kaybettiği; Koramiral Evangelos Apostolakis’in ise Deniz Kuvvetleri Komutanı ve sonrasında Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde Türklerin 2 Yunan savaş gemisine çarpması karşısında sessiz kaldığı... Ne yazık ki bunlar Yunan Denizcilik geleneği ile bağdaşmıyor...”

Bu sözler, Yunanistan’da yayınlanan Elefteri Ora gazetesinde Vangelis Papadopulos tarafından geçen hafta yazılan “İşte bizim Mavi Vatanımız” isimli makaleden.


YUNANİSTAN MAVİ VATAN ŞOKUNDA

Öncelikle sadece Vangelis Papadopulos değil, genelde Yunanistan, Türkiye’nin Mavi Vatan söylemi ve içini doldurduğu eylemler karşısında sarsılmış durumda. Türkiye için Mavi Vatan, Sevr’den 100 yıl sonra deniz ülkemize, özellikle Ege ve Doğu Akdeniz’e yapılan saldırıya karşı ortaya çıkan bir kavram. Sadece ilan edilmiş veya edilmemiş deniz yetki alanlarımızı kapsamıyor. Mavi Vatan, neredeyse 1571’deki İnebahtı yenilgisinden Mustafa Kemal’in Büyük Taarruz sonrası “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir” emrine kadar geçen sürede Türklerin denizlerden ve denizcilikten uzak tutulmuşluğuna bir meydan okumadır. Bir manifestodur. Mavi Vatan, Soğuk Savaş sırasında enerji toplayan ve sonrasında Açık Denizlere yönelerek, denizlerini her cephede sahiplenen Cumhuriyet Donanmasının, tarihinden aldığı dersler ışığında uğradığı büyük ihanetlere rağmen ayakta kalmanın ve çizdiği yeni rotanın adıdır. Deniz Kuvvetlerinin lokomotifliğinde Cumhuriyetin ve Türk halkının uygarlık cephesinde çoktan hak ettiği yeri almasının gereği, 21. yüzyılda denizcileşmesinin ve denizcileşme sürecinin bir nevi sembolleşen tanımıdır. Yunanistan’ın anlamakta zorlandığı konu tam da budur.

YUNANİSTAN NEDEN ANLAMIYOR?

Onlar, yüzyıllardır Türklerin denizci olmadığı ve hatta asla olamayacağına; Türk Deniz Kuvvetlerinin çapı ve gücünün sadece ABD’nin izin verdiği ölçüde gelişebileceğine; Türk Denizcilik Gücünün diğer alanlarda- örneğin ticaret filosu, tersanecilik, balıkçılık, limancılık vb.- dünya standardının ortalarında veya gerisinde kalacağına; Türklerin denizcileşmek için isteseler bile artık kemikleşmiş kalıpları kıramayacağına; devletin deniz jeopolitik refleksi ile davranamayacağına inandılar. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Barış Pınarı, Doğu Akdeniz’e doğru akmalı 13 Ekim 2019 | 276 Okunma Amiral Soner Polat: Vatana ve Mavi Vatana adanmış bir hayat 06 Ekim 2019 | 729 Okunma Preveze Deniz Zaferinin 481. yıldönümünde Yunanistan’ın Mavi Vatan kompleksi 29 Eylül 2019 | 205 Okunma Küresel düzenin yeni aktörleri: Hipersonik Füzeler 22 Eylül 2019 | 328 Okunma Yunanistan’da akıl galip gelir mi? 15 Eylül 2019 | 244 Okunma