Yemen, uğrunda Osmanlı İmparatorluğunun bir milyon üzerinde Türk
gencini feda ettiği topraklar... Gidip de dönülmeyen, türkülere
güfte olan topraklar... Osmanlı’nın 1918’de sona eren 400 yıllık
Yemen tarihi isyanlar, iç savaşlar, kan ve gözyaşıyla
doludur.
BİTMEYEN SAVAŞLAR ÜLKESİ
Osmanlı sonrası Kuzey ve Güney Yemen olarak siyasi hayatına devam
eden bu topraklar, 1990 yılında birleşti ve 2011’de başlayan Arap
Baharı sonucu uzun süren bir iç savaşın sarmalına girdi.
Ayaklanmalar sonucu, Başkan Ali Abdullah Salih, görevini yardımcısı
Mansur Hadi’ye devretmek zorunda kaldı. Ancak Hadi, kuzeydeki Şii
Müslüman ayrılıkçı hareketleri (Husiler) önleyemedi. Husiler 2015
yılında başkent Sana’yı ele geçirdi. Başkan Hadi, Suudi Arabistan’a
kaçmak zorunda kaldı. Suudi rejimi Vahabi tiranlığına ve
dolayısıyla iç istikrarına büyük tehdit olarak gördüğü Yemen
Şiilerinin (Husiler) yükselişini durdurmak için diğer sekiz
Sünni Arap ülkesini de yanına alarak aynı yılın Mart ayında Yemen’e
karşı deniz ablukası ve hava bombardıman kampanyası başlattı.
Böylece Hadi kuvvetleriyle, Sünni güney kabileleri, Arap
koalisyonunun yardımını alarak Aden’i geri aldı ve burada geçici
bir hükümet kurulabildi. İran’dan yardım aldığı iddia edilen
Husileri durdurabilmek için Suudi liderliğindeki koalisyon
harekatına İngiltere, ABD ve Fransa da hedef istihbarat desteği ve
uçakların yakıt ikmalinde yardımcı oldu. Ayrılıkçı Husiler bu
gelişmelere rağmen Başkent Sana’dan ayrılmadılar ve 2017 Kasımında
Suudi Başkenti Riyad’a balistik füze atabildiler. Bu olayı takip
eden günlerde güneyde kontrolü sağlayan hükümet güçleri de kendi
aralar...