İletişimimizin büyük çoğunluğu dijital ortama taşınmış durumda. İş hayatında ise neredeyse büyük çoğunluğu, e-posta, anlık mesajlaşma uygulamaları ve sosyal medya üzerinden yapılıyor. Bu iletişimin yazılı olması nedeniyle ilgili iletişim yöntemleri maddi durumu ortaya koyması açısından daha güçlü bir delil niteliği taşıyor. Bununla birlikte ilgili iletişim yöntemlerinde kişisel alan ile herkese veya belirli bir gruba açık alan giderek belirsizleşiyor. İşçilerin e-postalarının veya anlık mesajlaşma uygulamalarında yazdıklarının iş hayatına etkisi duruma göre farklı değerlendirmeleri zorunlu kılıyor.Sorunun bir boyutu çalışanların e-postalarının takip edilmesi noktasında doğuyor.İşveren güvenlik nedeniyle e-postaları takip etmek isterken, çalışan o e-postalar üzerinden şahsi yazışmalarının da var olabileceği endişesiyle bu takibe karşı durabiliyor. Anlık mesajlaşma uygulamaları ise işyeri bazlı e-posta benzeri anlık mesajlaşma uygulamaları hariç çoğunlukla kişisel bir iletişim aracı olduğundan takip de doğrudan hukuka aykırı olacaktır. Fakat bu uygulamalarda ise daha çok yazılanlara bir şekilde ulaşılması halinde delil niteliği tartışma konusu oluyor.Anlık mesajlaşma...