Sanayileşmiş toplumlarda sendikal örgütlenmeler çalışma hayatının vazgeçilmez unsurlarıdır. Sendikalar bir yandan çalışma hayatını şekillendirirken diğer yandan uzun vadede toplumları şekillendirmektedirler. Bu işlevlerini yerine getirebilmeleri için gerekli kurumsal yapılarını oluşturmaları, bu kurumsal yapı ile çalışma hayatının aktörleri arasında bağ kurmaları gerekmektedir. Yani sendikaların hem işçilere hem de işverenlere ulaşabilmeleri, kendisi ile bu aktörler arasında ve de aktörlerin kendi aralarında gerekli sosyal diyaloğu kurmaları zorunludur. Sosyal diyaloğun kurulmasında işyeri sendika temsilcilerine önemli görevler düşmektedir. İşyeri sendika temsilcileri sendika ile üye, sendika ile işveren ve üye ile işveren arasında bağ kuran kişilerdir.
Sendika temsilcisi kimdir?
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu sendikaların işyerlerine sendika temsilcisi atama haklarını düzenlemiştir. Kanuna göre, işyeri sendika temsilcisi toplu iş sözleşmesi yetkisi kesinleşen sendika tarafından o işyerinde çalışan işçiler arasından atanan kişidir. Dolayısıyla sendika temsilcisi olabilmenin iki şartı bulunmaktadır. Bunlardan ilki o işyerinde çalışıyor olmak, ikincisi ise yetkisi kesinleşmiş sendika tarafından atanmış olmaktır. Sendikanın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na başvurusu üzerine yetki tespiti yapıldıktan sonra gerekli süreçlerin sonunda yetkisi kesinleşirse, işyeri sendika temsilcisi atama hakkı doğmaktadır. Eğer sendikanın tüzüğünde işyeri sendika temsilcisinin atama yerine o işyerindeki sendika üyeleri tarafından seçileceğine ilişkin bir hüküm varsa bu durumda yetki kesinleştikten sonra işyeri sendika temsilcisi seçimle belirlenecektir. Ne var ki sendikalar çoğunlukla atama yöntemini tercih etmektedirler.