Türk medya mensupları, Babıali
geleneğinin palavracılık huyundan vazgeçemiyor. Önce şu
tamamen uydurma haberi beraber okuyalım...
“Hürriyet gazetesi
Washington Temsilcisi Cansu Çamlıbel, görevinden ayrıldığını
açıkladı. Çamlıbel, Twitter'dan yaptığı
açıklamada, ‘Hürriyet’e ve Washington Temsilciliği
görevine kendi arzumla veda ettim. Yayın Yönetmenim Vahap Munyar’a
gösterdiği anlayış için teşekkür ederim. Meslektaşlarıma ve her
koşulda haberine sahip çıkan okura selamla, bir de üstad Orwell’e.
Çünkü gerçeği söylemek devrimci bir eylemdir’ ifadelerini
kullandı.”
Yahu bu yalanları kime
yutturuyorsunuz? Tüm medya piyasası Cansu
Çamlıbel’in kovulduğunu biliyor. Fakat hâlâ gidip
böyle bir açıklamayla kendini madara ediyor.
Onurluca, “Evet beni kovdular” dese daha
fazla sempati toplar Çamlıbel. Hâlbuki ben tüm bu Eski Türkiye
kalıntılarının başlarına gelecekleri çok önce bu köşede yazmıştım.
Beni dinleyip onurluca istifa etselerdi çok daha itibarlı durumda
olurlardı.
Bakın iddia ediyorum
yarın İsmail Saymaz da tıpkı Çamlıbel
gibi gönderilince o da
benzer “fiyakalı” açıklamalar yapmaya
kalkacak, fakat herkes Saymaz’a da gülecek. İnanın ben bu
arkadaşların düştüğü bu acınası duruma üzülüyorum. Hürriyet
gazetesinde iktidara yaltaklanan haberler yaparak ayakta kalmaya
çalışan İsmail Saymaz RS FM gibi
kimsenin dinlemediği yerde ise Başkanımız Erdoğan’a demediğini
bırakmıyor. Bu numaraları ne muhalif yurttaşlar ne hükûmeti
destekleyenler yiyor. Hem muhalefet hem iktidar nezdinde bunların
hepsi itibarsız tipler.
Cansu Çamlıbel eğer sen iddia
ettiğin gibi onurlu bir gazeteci olsaydın Rahip
Brunson röportajın yayınlanmadığı gün şereflice
istifa ederdin. O zaman hangi görüşte olursa olsun herkes seni
takdir ederdi. İtibarlı olurdun. Oysa sen o gün bir anti-gazeteci
gibi davranarak bu rezaleti kabul ettin. Ardından Çamlıbel’in şimdi
küfrettiği iktidara bol bol yalakalık yapan çok sayıda yazısı da
Hürriyet arşivindedir. Sonuç ne oldu? Yine teneke bağlanarak
kovuldu. Ben ise bunları 10-11 ay öncesinden yazmıştım. Çamlıbel
zihniyetinin erkek versiyonu İsmail Saymaz ise Kadri
Gürsel’in kitabı çıktığında Gürsel’in kitabını öven
Twitler attı. Hürriyet’ten, “Sen nasıl Erdoğan
Demirören’e küfreden Gürsel’i översin” zılgıtı
yiyince onurlu bir gazeteci gibi arkadaşı ve fikirdaşı Kadri
Gürsel’i savunmadı. Korkakça “Emredersiniz
efendim” deyip Gürsel’i öven tüm Twitlerini sildi.
İşte bunların tıyneti bu. O yüzden muhalefet içinde bile hiçbir
itibarları kalmadı. İktidara yaltaklanan haberler yapmak da
Saymaz’ı kurtaramayacak. Tek Saymaz’ı değil, 17-25 Aralık darbe
teşebbüsünü ve 7 Haziran sürecinde PKK terörünün siyasi şubesini
desteklemiş hiç kimse yırtamayacak. Hepsinin
sonu Cansu
Çamlıbel ve Faruk
Bildirici gibi olacak. "22 Mart 2018
medya devrimi"nin doğası gereği bu böyle olacaktır. Suyun
akışı ve rüzgârın esişi engellenemez.
Faruk Bildirici ise daha
tecrübeli bir isim olduğu için kovulduğunu inkâr etmiyor. Çamlıbel
gibi uydurma haberler yaptırmıyor. 28 Şubatçı Rıfat
Ababay da böyle yalan haberler yaptırıyordu. Ne oldu?
Şimdi yaşıyor mu, ölü mü belli değil. Bildirici’ye yeni hayatında
başarılar dilerim. Siyasi görüşlerine zıt olmakla beraber benim
Bildirici’ye bir saygım vardı. Fakat Faruk Bey de özsaygısını şu
son süreçte Hürriyet’te kalmak için yaptığı tavizlerle yok
etti.